Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın Doğuşu
"Doğmakta olan yeni Türk devletinin esas niteliği bu sırada henüz oldukça belirsizdi. Osmanlı saltanatı hemen hemen bir yıl önce kaldırılmıştı. Ülke, sadece meclis başkanını değil bakanları, daha doğrusu vekilleri de doğrudan seçmiş olan Millet Meclisi tarafından yönetilmekteydi. Meclisle Halife Abdülmecit Efendi arasındaki anayasal ilişkiler
Sayfa 200 - İletişimKitabı okudu
2018 yılında “Balıkesir kuzusu eti”ne coğrafi işaret alınması, bu uyumun nişanesidir. Uyum ise uzun yıllar gerektirir. Beş on yıllık geçmişi olan bir ürüne coğrafi işaret verilmez. Bir ürünün coğrafi işaret alabilmesi için üzerinden asırların geçmesi, nesilden nesle aktarılması icap eder. Dolayısıyla bu “uzun yıllar gerektirir”in ucu, Osmanlı’ya, Abdülmecit Han zamanına kadar ulaşır.
Reklam
Yadigar
Bölgede yetiştirilen koyun ırkı, coğrafyanın ekolojisiyle bir bütünlük oluşturmuştur artık. 2018 yılında "Balıkesir kuzusu eti'ne coğrafi işaret alınması, bu uyumun nişanesidir. Uyum ise uzun yıllar gerektirir. Beş on yıllık geçmişi olan bir ürüne coğrafi işaret verilmez. Bir ürünün coğrafi işaret alabilmesi için üzerinden asırların geçmesi, nesilden nesle aktarılması icap eder. Dolayısıyla bu "uzun yıllar gerektirir'in ucu, Osmanlı'ya, Abdülmecit Han zamanına kadar ulaşır.
Ne Çekmişsin be Orhan Veli...
''Buna göre beş yaşında mutfaktaki tavada köfte kızartılırken usulca tavanın yanına sokulmuş, elindeki çatalı köftelerden birine saplamak istemiş, çatal kayıverince kızgın yağ üstüne dökülmüş, ağır şekilde yanmış. Kız kardeşi Füruzan Yolyapan verdiği bir mülakatta ağabeyi Orhan Veli'nin bu yanık neticesiyle sırtında kalıcı yanık
Eğitim yolunda ilerleme, din işlerinde olduğu kadar dünya işlerinde de cahilliğin kaldırılmasına bağlıdır.
Sayfa 52 - Remzi KitabeviKitabı okudu
İlk Dış Borç
Sultan Abdülmecit dönemine rastlar. 24 Ağustos 1854’te yapılan sözleşme gereğince, Fransa ve İngiltere’den bütçe açığını karşılamak için 3 milyon sterlin ödünç alındı. Yüzde 6 faizli borçlanmaya Mısır’dan alınacak vergilerin bir bölümü karşılık olarak gösterildiğinden, bu sözleşmeye ‘Mısır Borçlanması’ denildi. Abdülmecit’in son zamanlarında alınan bu paraların büyük bölümü, saray ve köşklere gitti.
Reklam
Yalçın Küçük
Pitzipios'un Sultan Abdülmecit için ileri sürdüğü bu öngörüsü o dönemde gerçekleşmedi. Ama şimdiler-de yani devr-i Cumhuriyette saltanat süren asaletsiz ha-nedanların, Avrupa Birliğine adaylığımızın bilmem ka-çıncı ve de son kez ilanıyla birlikte, hanedanlarının gele-ceğini sağlama bağlamak için aynen ve tıpatıp Pitzipi-os'un önerdiği Hıristiyanlaşma yoluna girdiklerini söyle-mek fazla abartılı olmasa gerektir. Bakınız Yalçın Küçük, "Kayıplarımıza Ağıtlar-1 Türkiyat” başlıklı makalesinde neler yazıyor:
Eğer Abdülmecit Hıristi-yanlığı benimseyecek olursa, devletin birliği de sağlan-mış olur. Genel yarar, İslamiyet'in üstünlüğüne son ve-rilmesini, ancak Abdülmecit ve hanedanının egemenliği-ni sürdürmesini gerektirmektedir. Pitzipios'a göre;
1858'de yayımlanan Les Reformes de L'empire Byzantin (Bizans İmparatorluğu Reformları) adlı kitabın yazarı Pitzipios ise, Şark Meselesi için bir başka çözüm yolu teklif ediyor ve kitabının doğrudan Sultan ve Halife Abdülmecit'e seslenen bölümlerinde diyordu ki, Osman-lı hanedanını bekleyen tehlikelerden biri de, Osmanlı Devletinin Avrupa'daki topraklarında yaşayan ve sayıla-rı Müslümanlardan dört kez daha fazla olan Hıristiyanla-rın başkaldırma olasılığıdır...
342 syf.
10/10 puan verdi
Osman Hamdi Bey (1842-1910) denince akla gelen Kaplumbağa Terbiyecisi adlı tablo oluyor genelde. Bu zincirin kırılması için okunması gereken mükemmel bir başyapıt. Sanatçının ressam, arkeolog, müzeci gibi kimliklerinin tanınması için kaleme alınmış bir eser. Kitapta Abdülmecit, Abdülaziz, V.Murat, Abdülhamit, İttihat ve Terakki dönemleri ve Osman Hamdi Bey'in mücadeleci kişiliği, bu topraklara müzeciliği kazandırışı soluksuz bir heyecan ile dile getiriliyor. İyi okumalar...
Kaplumbağa Terbiyecisi
Kaplumbağa TerbiyecisiEmre Caner · Kapı Yayınları · 2014808 okunma
Reklam
Osmanlı hanedanı, kadınlı erkekli bütün üyeleriyle birlikte bir sofranın etrafına oturma mutluluğuna Cumhuriyetin ilanından sonra Halife Abdülmecit Efendi'nin bir davetiyle erişmişti. Hayatları boyu birbirlerinden korkarak yaşayan, toplumun dirliği için birbirlerini katlettirenlere şimdi hayat hakkı tanınmıştı..
Sayfa 116
“Bencillik etme, müstebit olma! Adalet tarlasını bilgi sabanı ile sür ve meşveret tohumunu ek…” (Şeyh Abdülmecit Sivasî)
Sayfa 216Kitabı okudu
Osmanlıların çöküş yılları, imparatorluğun dört bir köşesinde ayaklanmaların baş gösterdiği, çalkantılı ve zor yıllardı.Hristiyan tebaanın Fransa ve Rusya'nın kışkırtmasıyla ayaklanmalara başladığı, Yunanistan'ın da lokma kapmak için aç kurt gibi beklediği yıllarda, devlet adamlığı hem her zamankinden daha zor olmuş, hem de ülkede hüküm süren istikrarsızlık, devletin en yüksek makamlarına kadar yansımıştı.Nitekim, Abdülmecit'in yirmi yıl süren padişahlığı sırasında yirmi iki defa sadrazam değiştirilmiştir.
İşte tam onların ağzıyla konuştun. Hele bir o gitsin... Hele bir sabah olsun... Biz sanıyoruz ki bütün fenalıklar sadece ondandır. Halbuki değil; fenalık daha derin, daha köklü. Abdülhamit gibi bir ifriti doğuracak kadar büyük. İyice yerleşmiş. Abdülhamit nedir? Senin, benim gibi bir insan. Yalnız bizden biraz başka türlü. Abdülmecit'in oğlu olmayıp da benim oğlum olsaydı hiç de fena adam olmazdı. Biraz vehimli, korkak. Orta halli bir marangoz.
254 syf.
9/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Öncelikte kitabı çok beğendiğimi söyleyerek başlamak isterim. Vermek istediği bilgileri okuyucuyu sıkmadan aktarması, kronolojik olarak olayların akılda kalıcı şekilde sanki o zamanda yaşıyormuşçasına bize yansıtılması çok hoşuma gitti. Necip Fazıl'dan okuduğum 2.eser oldu bu kitap Aynadaki Yalan'dan sonra. Onun da roman olduğunu
Vatan Dostu Sultan Vahidüddin
Vatan Dostu Sultan VahidüddinNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2012282 okunma
Resim