Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
EWET
WESLEY — Ne var Avrupa'da? ELLA — Her şey var Avrupa'da. Sanatın âlâsı. Yağlıboya tablolar. Şatolar. Binalar. Şahane lokantalar.
ELLA — Bilir bilmez konuşmasana! Açlar sınıfı diye bir sınıf yok! EMMA — TABİİ VAR! AÇLIKTAN KIVRANAN İNSANLARIN OLUŞTURDUĞU BİR SINIF VAR AMA BİZ ONLARDAN DEĞİLİZ!
Reklam
110 syf.
·
Puan vermedi
Sam Shepard'ın yazdığı "Aç Sınıfın Laneti" adlı tiyatro oyunu Amerika'nın batısındaki bir çiftlikte yaşayan dört kişilik bir ailenin hikâyesini anlatıyor. Aile, babanın alkolizmi, annenin hayalperestliği, oğulun idealistliği ve kızın asiliği ile parçalanmış bir haldedir. Oyun, diyalog ağırlıklı olarak ilerliyor ve bu sayede karakterlerin iç dünyalarını ve birbirlerine olan ilişkilerini yakından tanıma şansı buluyoruz. Shepard, karakterleri ustalıkla yaratmış ve onların duygularını ve düşüncelerini oldukça gerçekçi bir şekilde yansıtmış. Oyun, Amerikan Rüyası'nın karanlık yüzünü gözler önüne seriyor. Ailenin yaşadığı yoksulluk ve yoksunluk, onların ilişkilerini zedeliyor ve onları birbirlerinden uzaklaştırıyor. Aile bireyleri, hayallerine kavuşmak için mücadele ederken, birbirlerine ve kendilerine zarar veriyorlar. Oyunun sonunda, ailenin yaşadığı trajedi, Amerikan Rüyası'nın gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Rüya, sadece mutluluğu ve başarıyı değil, aynı zamanda yoksulluğu, yoksunluğu ve hayal kırıklığını da beraberinde getirebiliyor. "Aç Sınıfın Laneti", hem edebiyat hem de toplumsal sorunlar açısından oldukça önemli bir oyun. Oyun, Amerikan Rüyası'nın gerçek yüzünü görmek isteyen herkes için mutlaka okunması gereken bir eser.
Aç Sınıfın Laneti
Aç Sınıfın LanetiSam Shepard · Remzi Kitabevi · 1990101 okunma
178 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ölü babasını ve onun uçuruma sürüklediği hayatları hatırlayan, telefonda onunla konuşmalarını kitap olarak basacağını söyleyen yazar olmak isteyen kadınla konuşan, karısını ve iki çocuğunu öylece bırakan birinin romanı. Kitap bilinçakışı tekniğinde ve yazarının oyın yazarı olmasının da etkisiyle diyaloglarla yazılmış bölümlere de sahip. Aç Sınıfın Laneti'nde de berbat birer insanlara dönüşen Amerikan kırsalındaki insanları anlatıyordu, bu kitabında da.
İçimdeki Kişi
İçimdeki KişiSam Shepard · Everest Yayınları · 201820 okunma
WESTON — (WESLEY'e) Bak, bu evde yapmam gereken birtakım şeyleri ihmal ettim, biliyorum. Bir sürü işi benim yerime sen yaptın, kabul. Ama ben de, gelirken enginar getirmedim mi? Getirmedim mi, söyle. Mecbur değildim ki. Yolumu uzattım. Otoyolda giderken tabelayı gördüm, sırf sizlere enginar almak için saptım, yolumu iki mil uzattım.
110 syf.
·
Puan vermedi
Alkolik bir baba ve fakirlikten usanmış, zenginliği arayan bir aileyi konu alan eser. Gerek birebir diyolagları gerekse günümüze uygun argo kelimeleri ile çıtırlık bir tiyatro. Ana konudan sapılmamış diyalogların tamamlayıcı oluşu güzel yanı. Yazar bazı noktalarda hayat dersi vermeyi ihmal etmemiş. Eserin ismi "Aç Sınıfın Laneti" değilde 'imtihanı' olsa sırıtmazmış:)
Aç Sınıfın Laneti
Aç Sınıfın LanetiSam Shepard · Remzi Kitabevi · 1990101 okunma
Reklam
Sizler, dünya sizin küçücük, zavallı hayatınızın çevresinde dönüyor sanıyorsunuz. Sanki herkes, her şey, soluğunu tutmuş, sizin ne yapacağınızı bekliyor. Oysa kazın ayağı öyle değil. Kimsenin beklediği yok. Her şey ilerliyor. Her şey siz olmadan ilerliyor. Tekerlekler dönüp duruyor. Geri çevirmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
EMMA — O adam sayesinde amacına kolay ulaşacağını sanıyor, ömrü billah burada tıkılıp kalmak istemiyor. WESLEY — Onun orasını çok önceden düşünseymiş. EMMA — Düşünememiş. Babamla birlikteyken. Düşünmesine fırsat bırakmazdı ki. Öylece sürüklenip gitmiş. WESLEY — Annem düşünmekten acizdir. Babam da öyle. EMMA — Ne kadar insafsızsın. WESLEY — Her dakka didindikleri halde hiçbir yere varamayan insanlar düşünemezler ki. Vakitleri olmaz bi kere.
Sanki içinde derinlerde bir yerde bir yara oluşmuş da ondan kanıyorsun sanacaksın
Reklam
Kendi kendime konuşmakta üstüme yoktur. En iyisi de odur zaten. Daha iyisi olamaz. Hiç değilse insan yalnızlık çekmez.
Fazla rahata alışmanın en kötü yanı ne, biliyor musun? Kökenlerini unutuyor insan. Bağlantıyı koparıyor. Bir yerlere varıyorum sanıyorsun, ama hep kaybediyorsun. Her an biraz daha geride kalıyorsun. Üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi oluyorsun. İpnotize edilmiş gibi. Vücudun uyuşuyor. Derken komaya giriyorsun. Onun için, geri dönebilmen için, arada bir sert bir masada yatmanın yararı var. İyice sert bir masa insanı yaşama döndürür.
Aile yalnızca toplumsal bir olay değil. Hayvansal bir olay. Hepimizin aynı çatı altında olmamız tesadüf değil, doğa gereği. Hep bir arada olmak zorunluluk değil belki, ama doğal.
Her dakika didindikleri halde hiçbir yere varamayan insanlar düşünemezler ki. Vakitleri olmaz bir kere.
Ucuz konut ihtiyacının karşılanması amacıyla tarımın gittikçe geri plana itildiğini görmek çok acı, ama n’aparsınız? Çağın gereklerinden biri bu. Gezegenimiz üstündeki insanların sayısı çok arttı. Bütün mesele burada. Basit bir matematik hesabı. İnsanlar çoğaldıkça barınma gereksinmesi artıyor. Barınaksa toprak istiyor. Basbayağı bir denklem işte.
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.