"Senden haber alamamak hem seni merak etmem açısından, hem de senin bana haber vermeyi önemsememen açısından acı veriyordu."
Elizabeth küçük düşmüştü,acı çekiyordu; tövbe ediyordu, neye olduğunu bilmese de. Onun sevgisini kıskanıyordu, sevgisini hissetmeyi artık umut edemese de. Ondan haber almak istiyordu, ona ulaşmanın hiçbir imkanı olmadığı halde. Onunla mutlu olabileceğine inanıyordu, artık bir araya gelmeleri imkansız göründüğü halde.
Reklam
Başka bir seferinde, bir grup mahkûmun işyerimizden geçti­ğini gördük. O zaman acı çekmenin göreceli oluşu bize ne kadar açık gelmişti! Mahkûmlara, onların nispeten düzenli, güvenli ve mutlu olan yaşamlarına imrendik. Düzenli banyo yapma fırsatla­rı olduğunu üzüntüyle düşündük. Her birisinin kendine ait diş fırçası, elbise fırçası, şiltesi vardı; akrabalarının yaşamlarına ya da en azından hayatta olup olmadıklarına ilişkin haber getiren aylık postaları vardı. Bütün bunları uzun zaman önce yitirmiştik.
Güzel bir dize veya acı bir haber de, yalnız olduğumuzda değil ama, o dizeyi veya haberi dostlarımıza aktarırken, onlarda kendimizi bir başkası, duyarlılığı onları etkileyen biri olarak gördüğümüz zaman bizi aynı hıçkırıkla sarsar.
Sayfa 329 - YkyKitabı okudu
HAYAT Rüzgârdan açılsa kapım bir anda, Kara haber gelmiş gibi ürkerim. Sanki gemilerim battı ummanda, Paramparça oldu gökte ülkerim. Ne acı, kaybetmek için sahiplik! Ölümlüyü sevmek, ne korkulu iş!... Hayat mı, püf desem kopacak iplik, Çıkmaz sokaklarda varılmaz gidiş.
+19
Nihayet insanlık da öldu. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, 'Yahu insanlık öldü mü?" diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, 'Insanlık öldü mü?'
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.