Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Suç top gibi bir Figen’de, bir Asiye’de, bir Mustafa Seyfi’de gidip geliyordu. Kimsenin sahiplenemeyeceği kadar acı, kimsenin oyunu bırakamayacağı kadar tatlı, hiç olmamış gibi davranılamayacak kadar var, kabul edilemeyecek kadar da ağırdı top.
"Anılar ister acı olsun ister tatlı, insana daima acı verir; fakat bu acıda bir de tatlılık vardır. Yürek hasta, bitkin, yılgın iken bu anılarla dirilir, canlanır kendine gelir. Tıpkı haziran sıcağında öğle güneşinde yanmış, kavrulmuş bir çiçeği, akşam serinliğinde çiğ taneciklerinin canlandırması gibi…"
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir!
Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Boğazımız düğüm düğüm "Yaşıyoruz Sessizce"
Yaşıyoruz Sessizce; bir ölümün, bir ağır yasın, bir buruk acının ve bir Ömür'ün, Şükrü Erbaş'ın şahgülü Ömür Hanım'ın kitabı.
Ben hiç evlenmedim. Kimseye hayat arkadaşım demedim. Yılları ve yılların getirdiği acı-tatlı her şeyi birlikte göğüslediğim bir kadını da yitirmedim. Bir kadını
"Üşüyorsun, hastasın, aptalsın!"
"Kanıtla!"
"Birkaç sözcük yeter buna: Üşüyorsun; çünkü yalnızsın, içinde gömülü duran ateşi hiçbir insanın yakınlığı alevlendirmiyor. Hastasın; çünkü duyguların en güzeli, insanoğluna bağışlanan en tatlı, en yüce duygu senden uzak duruyor. Aptalsın; çünkü onca acı çekerken gene de mutluluğu yanına çağırmaktan kaçınıyorsun; onun seni beklediği yere doğru bir adım atmaya bile yanaşmıyorsun."
Çocuğunu Okula yazdıracaksın. Araştırdın sordun soruşturdun. Herkes Nihal öğretmen iyidir dedi. Gittin okula kayıt için, bir de baktın ki Mhp il başkanının eşi. Bildiğin koyu ülkücü. Vazgeçmezsin, okulda chp’li akp’li öğretmen aramazsın. O bildiğin ülkücü öğretmene emanet edersin çocuğunun geleceğini. Sen den benden de iyi sahip çıkar. Kendi
"İyi olmak için akla ihtiyaç yoktur"
Herkese selam bugün dünyanın en önemli eserlerinden John Steinbeck in yazdığı Fareler ve insanlar kitabını inceleyeceğim.Kitap incelemesine geçmeden Yazarımız hakkında bilgi vermek istiyorum;
John Steinbeck 1902 yılında ABD nin Kalifornia eyaletinde doğmuştur.Irgat bir ailenin çocuğu olarak küçük
zaman bir yılı daha süpürdü
baktın mı
geçmişin temiz mi
temiz mi yürünen sokaklar .
kimsenin gördüğünde mutlu olduğu biri olmasan
dert etme , kendi gördüklerin ile mutlu ol
bakarsın gelecek yıl daha az üzülürsün
ama bu yıl ki acını yine de unutma olur mu
attığın adımların
seni göğe çıkarmaz ama uçurumdan atabilir
kahve içeceğin insanları da