Hayat bu: Yürekler kanar, benizler solar, ağızlara lâyık tatlar aranışı ise hep sürer; damak, bu aranış hep sürsün ister.
Hayat bu: Yürekler kanar, benizler solar, ağızlara lâyık tatlar aranışı ise hep sürer; damak, bu aranış hep sürsün ister.
Sayfa 79Kitabı okudu
Şimdi bende senden kalan
Binbir çeşit yaralar var
Görüyor musun, bir şeyde yüreklenirken bir şeyde yüreksizleşiveriyor insan. Havuzun başında seninle rahatça otururum dedim ya hani? Oturamayacağım galiba. Cesaretim bir şeye yetiyor hep. Her şeye birden yetmiyor. Neden acaba?
Büyümemiş çocuk gülüşünü bazı küçük duraklara saklar o.
Sayfa 47Kitabı okuyor
Her ev, ya içinden bir ölü çıkmış, ya kapısına kırmızı bir fener asılmış gibi.
Her sıkıntının sonu selamet işte.
Sayfa 115Kitabı okudu
İşin yolunda gitsin istiyorsan dönüp arkana bakmayacaksın!
Kimseyi bulamadıkça, kendimle konuşuyorum.
Fikrine taktığın ince gül ben miyim?
Yıkma beni. Bu benim kaçıncı kez serilip doğruluşum. Kaçıncı kez, tam oluyor derken yaya kalışım...
İnsan krepon kağıdından kanatlar takınca kelebek olduğuna inanır. Koyun postunda koyun, Kurt postunda kurt…. Ülkü de giydirilebilir üstümüze ve etlik tepeleri dağ görünür gözümüze.
Sayfa 31Kitabı okuyor
Bana kuşkuyu, bana korkmayı öğrettiler, anladın mı? Kendime bile güvenmiyorum, anladın mı?
Alınıp da boşaltılmamış bu soluktan ötürü, şu an ya da yarın ne olacağını hemen hemen hiç düşünmediğim tek kişi Tezel'dir sanıyorum.
"Adam gibi bir içki olsa... " diye yineliyor.
"Buluruz."
'İntihar etmeyeceksek içelim bari!..' Daha düğünün ta başında böyle söylemişti.
