Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aklı öldürürsen ahlak da ölür, akıl ve ahlak ölürse millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür. "
Sayfa 111Kitabı okudu
Avrupalı tarihçi Richard Peters, İslam dinini benimseyen Türklerin, yüzyıllar boyunca yönettikleri her yerde nasıl bir adalet örneği temsil ettiklerini de şu sözleriyle dile getirmiştir: “Türkler asırlar boyunca birçok millete hâkim oldular, fakat onlan asimile etmeye asla gayret etmediler. Onlara hürriyet verdiler ve din ve kültürlerinin yaşanmasına müsaade ettiler.”
Reklam
Tommaso Campanella hapisten Cardinal Berule’e yazmış olduğu mektubunda Osmanlı Türkleri ve devleti hakkındaki fikirleri, oldukça çarpıcıydı. “İçinde yaşadığım şafaksız gecenin bir sabaha ermesini istemiyorum. Böyle bir sabahın sonu gecedir. Çünkü zindanın dışında istibdat var ve bu hür fıkirlere ancak gece vaat eder. Ben bir Güneş Beldesi’nin hasretini çekiyorum. Bu ülkede gece olmasın ve insanlar karanlık mefhumunu orada tanunasın. Güneş Beldesi’ni yeryüzünde bulmak mümkün mü? Fikir hürriyetine, vicdan hürriyetine, lisan hürriyetine ilişmeyen Osmanlı Türklerinin varlığı, hiç olmazsa yarın, böyle bir ülkenin var olacağını bana zannettiriyor. Mademki düşünceyi zindana koymayan, hakikat sevgisini zincire vurmayan bir millet, o cesur ve adil Türkler var; üzerinde yalnız hakikatin, adaletin ve hürriyetin hüküm sürdüğü bir Güneş Beldesi yarın neden vücut bulmasın?”
ABD’de Princeton Üniversitesi’nde Osmanlı ve Modern Türk Tarihi Profesörü olarak çalışan ve Osmanlı tarihine dair pek çok eseri bulunan Heath W. Lowry, Osmanlı başarısını ve altı asırdan fazla devam eden parlak serüvenini vergi sistemi ile adaletine bağlamaktadır.
Sultan Melikşah âlimlerin uyarıları çerçevesinde Büyük Selçuklu Devleti’nin sağlam esaslar üzerine bina edilmesini ve devamlılığının teminini arzu ediyordu. İşte bunun için devlet idaresi hakkında en güzel eser dalında âlimler arasında yarışma açmıştı. İşte bu yarışmayı Nizamülmülk’ün Siyasetnâme’si kazandı.
Bir rivayete göre Hazreti Ömer Kudüs’e gelirken kölesiyle devesine nöbetleşe binmiş ve deveyi de dinlensin diye ara ara boş götürmüştü. Kudüs’e yaklaştıklarında deveye binme sırası kölede olduğundan, Kudüs halkı deve üzerindeki köleyi Halife Ömer zannederek secde etmiş, köle de, “Allah’tan başkasma secde edilmez” diyerek onları azarlamıştı.
Reklam
Fatih Sultan Mehmed, adalete olduğu kadar adalet adamlarına yani kadılara da büyük kıymet verirdi. Onlara karşı bir hareketi asla affetmezdi. Ona saygısızlığı dine saygısızlık gibi telakki ederdi. Zira kadı dinin emirlerini uygulamakla vazifeliydi.
“Aklı öldürürsen ahlak da ölür, akıl ve ahlak ölürse millet bölünür: Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.” -Fatih Sultan Mehmed
Sayfa 111Kitabı okudu
Fatih Sultan Mehmed medreselere ve ilme büyük paralar harcamaktaydı. Vezirler, “Hünkârım bu işe büyük masraflar ediyorsunuz. Bu paraların çoğu boşa gidiyor. Zira bu talebelerin ancak yüzde 10’u iyi yetişiyor” dediler. Fatih, “Yüzde 10’u mu?” diye sordu. “Evet” dediler. Bunun üzerine padişah, “Öyleyse ben maksadıma yüzde 1000 erişmiş bulunuyorum. Zira ben bu masrafları sadece yüzde 1’i için yapıyorum. Bir tanesi dünya çapında âlim olursa bana yeter. Yüzde 10’u oluyorsa başarı fazlasıyla gerçekleşmiş demektir! ” diyerek onları susturdu. Böylece de büyük padişah ilme yapılan yatırımın boşa gitmeyeceğini göstermiş oluyordu.
Sayfa 110Kitabı okudu
Osmanlı’da halk sokak hayvanlarını beslemesi için mancacı denilen kişilere para verir, yardım ederdi. Onlar da düzenli olarak sokakta kalan aç hayvanları beslerlerdi.
177 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.