Akın oldu mu, savaş başladı mı, Türkler ata bindi mi artık onların gözü yalnız ileriyi görür, geride bıraktıkları çocukları, evdeşleri, anaları akıllarına gelmezdi.
Leyla’nin gözleri dalmisti. Sonra:
- Dünyada hala karsiliksiz en büyük fedakarligi yapan sövalyeler var. Yasamayi güzellestiren de zaten bu mert insanlar oluyor, diye sözlerini tamamladi.
Açlık eş oldu, gitmez;
Yoksulluğumuz bitmez.
Ahımız göğe çıktı
Kara Kağan işitmez.
Uza günlerim uza,
Tanrım güç ver kopuza.
Aç bırakıp yendirdin.
Bizi Dokuz Oğuz’a.
Kahraman anası olmak!.. Hiç olmazsa kahraman anası olmayı istemek… Sana soruyorum Kül
Tegin’in adına dikilen taş parçası mı mühimdir, yoksa onun savaşları mı? O taşların üstündeki yazının lehçesi mi ehemmiyetlidir yoksa Kül Tegin’in kendisi mi? Oğlunu kahraman olarak yetiştirdiğini yazıtlardan
öğrendiğimiz o Umay gibi kadın, yani Kül Tegin’in anası hiç süphesiz edebiyat tarihi okumamıştı.Ama
mazide ki savaşları herhalde biliyordu. Yarın ki şu muhterem profesörün, yahut muhterem bakanın, yahut
muhterem Cumhurbaşkanının ve hatta belki de muhterem başkumandanın bu şartlar altında mevkiine layık
bir adam olacağından emin misin?