Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çimen hakkında durum güncellemesi yapmaya geldim.Şimdi öncelikle içerisinde uygunsuz hiçbir şey yok onu söyleyeyim.Yani on iki ya da on üç yaş üzeri roman okuyabilen herkes okuyabilir.Ama inanılmaz yavaş ilerliyor.İnanılmaz.Yani sürekli geçmişten flashback okuyoruz ve günümüzden okuyoruz.Ama günlük tutar gibi olmuş.Yani sadece karakterler birbirlerinin anılarını anlatıyor ve tiyatro için hazırlık yapıyorlar şu ana kadar.Neredeyse 300 sayfa okudum ama durum hala bundan ibaret.Ağır bir dili var derken dili aslında basit güzel ama olaylar çok yavaş ilerliyor.Yani şu ana kadar baş karakter Güneş,nikahta Yağız tarafından terk edildi ve Çimen grubuna girdi.İnanın başka hiçbirşey olmadı. :D Aşk hayatlarına dair,sadece birkaç flashback okuduk o kadar.Kimse kimse ile aşk yaşamıyor.Sadece üzgünler ama üzüldükleri şeyler anılardan ibaret.Bir olay olması için dua eder haldeyim.Çok stabil ilerliyor herşey.Aslında konusu da güzel ama dediğim gibi sanki birileri oturmuş ve kitapta günlük hayatını yazıyor gibi.Oraya gittim,onunla konuştum,ağladım ve gözlerimi kapatıp uyudum gibi.Şu an 300 sayfa yaklaşık olarak okudum.Bakalım duruma göre bitirince yorumum değişir belki.Takipte kalın. :D
Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye, zaman ki sana hasta oldu incelikli haytasın. Nüksederken raksına mahallenin maşallahı eyvallahı, güzelleş be oğlum Şimdilik ölümüne kadar hayattasın Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın. Ağır Roman
Reklam
Nedendir bilmem, kendime ağır geliyorum...
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun Kitabı
OKUR'UYUZ YAZAR'IN: PEYAMİ SAFA
Kitap incelemelerinin yanında çok kitabını okuduğum yazar incelemeleri (araştırmalarım değil yorumlarım doğrultusunda) yapmak mantıklı geldi ve "Okur'uyuz Yazar'ın" adlı bir seri oluşturmak istedim. Bu seriyi de en sevdiğim yazar olan
Peyami Safa
Peyami Safa
'yla başlatıyorum. Psikolojik tahliller, dış görünüş betimlemeleri ve diyalektik
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Kalbindeki ürkeklik dizlerine titreme olarak yansır. Yine de arkanı dönüp gitmek zorunda hissedersin kendini. Dizlerin titreye titreye ağır ağır atarsın adımlarını. Arkandan birisi seslensin sana diye umut edersin ve ses gelmedikçe sen gitmeye devam edersin. Attığın her adımda umutların azalır ama asla umut etmekten vazgeçmezsin. Umut umut umut...!
Reklam
Dışlananlar ( roman - sayfa 6)
Julia'nın kanaması durmuş iyice kendine gelmiştir, annesiyle dertleşmektedir.. Beyninde zeka geriliği olduğu için doğum yaptığının farkında değildir ve bambaşka şeyler anlatmaktadır.... _ Anne ben çişimi yapıyordum ve yerdeki taşta böcek gördüm , o anda elime ağır birşey aldım ona vurdum vurdum öldürdüm. Böcek öldü ve taş da kırıldı...Sonra bir baktım uyumuşum...Anne bunlar rüya mıydı? Rüya mı gördüm ben? Böcek gerçek miydi? _ Hayır kızım banyonun fayansı kırılmıştı ve usta çağırıp yaptırdık ama ben sana söylemedim... Böcekten çok korkmuş olmalısın değil mi?
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Bana en çok sorduğunuz bir soruya cevap vermek istiyorum... Gece gündüz nasıl böyle bu kadar ağır konulu kitaplar okuyorsun diye çok soru alıyorum. Şöyle size ağır gelmesi gayet normal ama benim bölümüm bu bölümün olmasından öte psikolojiyi çok seviyorum... Benim için psikoloji kitabı okumak roman ya da daha hafif tarz da eserler okumaktan daha kolay geliyor.. Zorlanmıyorum, mesleğimide bir iş olarak görmüyorum ben mesleğim severek okudum bunları okurken de istediğim için okuyorum zorunluluk gerektirdiği için değil, buna böyle bir açıklama getirmiş olayım... 🙏🏻🙏🏻
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.