Bu kitabı okurken Schiller’in geçen yaz ziyaret ettiğim Weimar’daki evinde hayal ettim kendimi. Çalışma masasının önünde dakikalarca dikilip parmak ucumla masaya dokunup gözlerimi kapayıp Schiller’in o masada oturup yazı yazdığını düşlemiştim. Ah! Dedim sonra içimden, bu tahta masa kim bilir hangi duyguların tanığı? Bu kitabı okurken yine
Ah efendim, dedi, bizi bizden daha iyi biliyorlar; Mesnevi'yi de, Rubaiyat'ı da, Gazali'yi de, Farabi'yi de bizden daha çok okuyorlar; bizi bizden daha çok takdir ediyorlar; bizim bizden daha büyük düşmanımız yoktur efendim, yoktur.
Vallahi efendim, zamanın da pek o kadar kabahati yok, hiç şüphesiz, kabahat bizde, dedi; başımız sıkıya geldikçe zaman zaman, diyoruz. Fakat o zamane evlatlarına birer meram anlatmak kabilken...
Ah sen neydinnnnn diye başlamak isterim efendim.
Uzun zamandır bekliyordum kitabı baya bekledim ve beklediğime deydi baya, bronz 1' i okuduktan sonra baya kendime gelememistim ama ikinci kitap beni bitirdi diyebilirim, hislerin çok ağırlıklı oldugu bir kitaptı bazı yerler de hıçkıra hıçkıra ağladım, şok geçirdiğim yerler olduuu, çok hüzünlü aynı zamanda kadın gücü var en sevdigimden, mafyatik bir kitap aynı zamanda yazarın kalemi çok akıcı okurken asla sıkılmayacağınız bir kitap, doya doya ağlamak istiyorsanız alın okuyun yani.
Vede aynı şekilde çoğu kişi bronz'a sövmüş demedik laf bırakmamışlar, ay arkadaşlar daha 3 . Kitabı okumadik sakinnn tabiki de alıntılardan dolayı bende biraz sövmüş olabilirim ama sonuçta hisarın unuttuğu şeyler var ne oldu bilemeyiz, 3. Kitabı dört gözle bekliyorum umarım hisar ölmez ve evet bu seriye aşığım.
Bir bilseniz Efendim
İçin için ateşe verdim içimdeki beni
Ah beni
Hangi vadiler istedi de gitmedim
Kıskandım da ne oldu hayattan kendimi(İbrahim Tenekeci)
"iggy, geleceğini bilmiyordum." dedi annesi.
"(...) başka nereye gideceğimi bilemedim. sabahım korkunç geçti."
"ah, tatlım." dedi kadın, yüzünde anlayış dolu ifadeyle. o kadar uzun zamandır ig'e şefkat gösteren olmamıştı ki bir anda dizleri tutmaz oldu. dengesini kaybedip yere düşeceğini zannetti.
"bana korkunç şeyler oluyor, anne." dedi çatlayan bir sesle. sabahtan beri ilk kez gözleri yaşla doldu. ama ağlamadı.
"ah, tatlım," diye tekrarladı kadın. "niye başka bir yere gitmedin?"
"efendim?"
"artık senin sorunlarını duymak istemiyorum."