Tatil için Denizli’ye Ali’nin arabasıyla gidecek olunca Şamil C**’dan aldığım kitapları götüreyim bari dedim. Zaten birçoğunu okumuştum ama okumadıklarımı da koydum bavula. Geriye üç kitap bıraktım. İkisi, kütüphaneden alınca tek seferde bitiremeyeceğim kalınlıkta, bir de bu kaldı işte. Neden kaldı? Önünü, arkasını, içini okumadım. Sadece ismi,
...neyin var benim sevgilim derdim ona ellerin buz gibi rengin birdenbire soldu unut bütün bunları insanlarla gerçekleştirmek istediğin bütün hayallerini bana söyle bütün bunları seni dinlemek istiyorum o kadar çok yarım kalmış yaşantı birikti ki canım Günseli onların hepsini anlatsam kaldığım yerden yaşamağa kalksam benden kaçarsın hayır
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Merhaba sevgili. Nasıl olduğunu sorarak başlamak istiyorum. Kaç defa nasılsın sorusunu sorduğumu bilmiyorum ama hiçbirinde de cevap alamadığımı çok iyi biliyorum. Bugün sana çok küçük bir anımızdan bahsetmek istiyorum. Ramazan ayındaydık ve yine yürümüştük. Hatırlarsan yürüyüşlerimiz Ramazan ayının sonuna doğru başlamıştı. Eminim çok güzel bir
Merhaba arkadaşlar. Mutlu bir gecemiz, kolay geçen güzel bir hafta sonu olsun. Jack London ile hala devam ediyoruz. Bu defa karşımızda içinde 3 öykü barındıran, çok kısa bir öykü kitabı var. Ancak yazarın böyle bir kitabı yok. Bu bir çelişki de değil tabi. Yazarın birbirinden bağımsız yazdığı köpek hikayelerinden 3 tanesi birleştiriliyor.
“Otlar, çiçekler de hayat sahibidir; yaşamak buysa eğer. “
Kendi içinde, sadece kendisiyle ve yapayalnız; duygusuzca, iyi ya da kötü herhangi bir olaya tepki vermeden,
ümit etmeden, öylesine-anlamsızca ve sessizce yaşayıp giden,
belki de robottan ayırt edilemeyecek kadar sistematik ve tekdüze rutinlerden oluşan kapkaranlık ömrünün günlerini
__Yalnızlık sözcüğüne ‘kimsesizlik”anlamı yüklersen kimsesiz kalırsın;”kendini keşfetme” anlamı yüklersen yol alırsın.
Burcu Totan kaleminden iyi ki okudum dediğim Bi
Bildiği Var Kelimelerin
Hayatın akışında defalarca kullandığımız kelimelerden bazılarının yeniden anlam bulma yolculuğu oldu benim için.Anlam bulurken tatlı tatsız
Herkese merhaba bugün sizlere bu zamana kadar okuduğum bütün kitaplar içinde ilk üç'e girmeyi başaran bir eserden ve bu eserin baş kahramanı olan aynı zamanda benim idolüm olan efsane bir kadından bahsetmeye geldim. Bu kadın kim mi? Tabiki Hanzade (Namı değer Baltalı hano) aslında spoiler vermeden yorum yapmak mümkün değil, bu yüzden bende
"Kendi gururunuza değer veriyorsunuz ve özür dilemek istemiyorsunuz," diye devam etti kurmay yüzbaşı, "ama biz, alayda büyümüş olan ve Allah'ın izniyle, alayda ölecek olan biz eski dostlar, bu alayda olmanın onurunu takdir ediyoruz. alay ve Bogdánich bunu biliyor. Ah, buna gerçekten değer veriyoruz, eski dostum! Ve bunların
İnsan insan derler dayı,insan nedir bildin mi sen?..
İnsan, Auschwitz’in gaz odalarını icat eden varlıktır; ama dudaklarında duayla ya da Shema Yisrael ile gaz odalarına dimdik yürüyen varlık da insandır.(sayfa 148)
Toplama kampında, öldürülecek olan genç bir adamın yerine kendisinin öldürülmesini isteyen Peder Maximilian Kolbe de
Ah canım efendim. Çoğunluktan çok çoğunluğunu elde bulunduran kuvvetli başbayiim. Recebim Tayyibim, daha nem olacaksın Ankara'nın en yüksek rakımlı tepelerine layıkım.
Çankaya tepelerimizi gelecekte ele geçirecek kudretli hakimim. Niye böyle girdim biliyorsun. Hala çoğunluğun gücünü anlayamayanlar senin gelecekteki makamını kavrayamayanlar
Hisar’ın beyaz kuzgunları, siyah kuzenleri gibi mesajlar taşımazdı. Eski Şehir’den çıkmalarının bir tek amacı vardı: Mevsimin değiştiğini haber vermek.
“Kış,” dedi Sör Kevan. Kelime, havada beyaz bir sise dönüştü. Kevan pencereden döndü.
Sonra, göğsündeki kaburga kemiklerinin arasına bir şey çarptı, bir devin yumruğu kadar sertti. Sör Kevan