"Bazı doktorlar 1900'lerin başında Mısır mumyalarını X-ray cihazından geçirmişti. Ama bugün artık biz o kişinin gençliğini nerede geçirdiğini ve nerelere seyahat ettiğini bile söyleyebiliyoruz. Biz artık insanların hayat hikayelerini yazıyoruz."
Kitap 40 bölümde arkeolojinin mezar soygunculuğundan nasıl bilim haline geldiğini anlatıyor. Fagan'ın dili oldukça akıcı, seçtiği tarihi olaylar oldukça ilgi çekici. Kitap her akşam kahvenin yanında bir bölüm okunacak keyif kitabı fakat okumaya başladığınızda içine o kadar çekiyor ki kafanızı kitaptan kaldırdığınızda oldukça fazla bölüm ilerlemiş oluyorsunuz.
Bu kadar iyi bir kitabın aynı oranda büyük bir eksiği de var diyebilirim, hiç fotoğraf yok. Bir arkeoloji kitabının olmazsa olmazlarından bir tanesi de fotoğraftır bana kalırsa. Elbette kitap kısa bir tarih kitabı olmayı vaat ediyor, fotoğraf eklenmesi oldukça kalınlaşmasına sebep olurdu. Buna rağmen "terra-cotta askerleri" ile ilgili bölümü okurken "terra cotta askerlerini" fotoğraf olarak görmek, Çatalhöyük ile ilgili bölümü okurken Çatalhöyük'te çekilmiş fotoğrafları görmek çok daha güzel olurdu.
Bendeki kitap Alfa yayınlarından çıkan ve "Abdullah Yılmaz" tarafından tercüme edilen 2.baskı. Kitabın tercümesi de kitabın kendisi kadar akıcı. Tercümanı canı gönülden tebrik ederim. Her arkeoloji severin mutlaka okuması gereken bir kitap ama dediğim gibi keyif kahvesini yudumlarken. :)
