"Ve günler, hatırlamak istemeyeceğimiz bir huzursuzluk taşır, sinesine çekilmiş öfke ve nefretimizi bir anda uyandıran; işine koyulmasını bekleyen. Yarı baygın suretimizle bakar kalırken insanlığın doğurduğu dehşete, derin sızlamalar hissederiz; kanı boğan dehşet, hissizliğe gem vurulmuş ahlaksızlık, siluetinden boşanmış, pervasız zannedilen o malum insanlığın kokuşmuşluğu ve harap edilmiş fertlerin darmadağın bedenleri, zilletin şiddetinden ve apansız gelecek mutluluğun sertliğini arayan mahkûmların; sefilliklerini izleyecekleri düşmanlarının, sevimsizliklere ortak olacağı o, şakasız, umut vadeden ve alaya gelemeyecek kadar kallavi günleri gözleyen gözlerin hafif ıslak ehemmiyetiyle. Ciddi bir baş ağrısı ve umursamazlık getiriyor günler üzerime, bir baston üzerine dayanmış birkaç yıllık yaşanmışlıkla yalpalayan ihtirayın teki olmuşum! Tüm cesaretiyle harikulade çalışan, dert, tasa ve kaygıya yeri olmayan bu beden; bir çılgın arzuda boğuşuyor... kendimize ediyoruz kötülüğün en kötüsünü, dayanmak elde değil böyle eğreti yaşayana, bıkıyorum kendimden, anla."
D.p