Sema Nur Çetinkaya
@akfaer
.
.
Resim-İş Öğretmenliği
Fırat Üniversitesi 2/4
194 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
" İnsan bazı güçlüklerden, ancak onları unutmak suretiyle kurtulabiliyor albayım."
Sayfa 89 - iletişim yayınları
Fransızların iki yüz elli yıl önce inşa ettikleri ilk tımarhaneyle ilgili olarak, İspanyolların şu esprisini hiç unutmuyorum:
"İnsanlar akıllı olduklarına kendilerini inandırmak için bütün
aptalları tımarhaneye kapattılar."
Sayfa 12 - Kessinger Publishing
Okur Takip Önerileri
Bir kitap okudu
136 syf.
8/10 puan verdi
``Üniversiteler de dahil tüm sanat kurumları bir tür şirket haline gelmiştir.``
Sayfa 128 - sel yayınları
``Aydınlanmış bir sanat tüccarı birtakım şeylerin satıldığı bir mekan olarak galeri hakkında sanatçının bir şeyler söylemesine olanak tanıdığı için para kaybetmektedir. Bu durum bir bedevinin atını aç bırakması ya da İrlandalının domuzunu boğmasına benzer.``
Sayfa 122 - sel yayınları
``... galeride bir cinayet örneğin, ne anlama gelirdi? Sanat mı olurdu? Peki bu yasal bir savunma oluşturur muydu? Hegel bunu galeri mekanıyla olan diyalektik bir ilişki olarak okur muydu? Jacques Vache tanık olarak dinlenmek üzere çağırılır mıydı? Yapıtın satılması söz konusu olur muydu?...``
Sayfa 122 - sel yayınları
``Sanat ve yaşam arasındaki karmaşa onu en uçlara götürecek eylemleri çağırır.``
Sayfa 122 - sel yayınları
``Şimdi yine izleyicinin nereye kaybolduğuna dair sorular soruyoruz. Bugün sanata bakan kişilerin çoğu aslında sanata bakmamaktadır; kafasında taşıdıkları ``sanat`` fikrine bakmaktadır. Sanat izleyicisi ve eğitim safsatası konusunda iyi bir makale yazılabilir. Yanlış bir izleyici kitlesiyle karşı karşıya kaldığımız ortadadır.``
Sayfa 104 - sel yayınları
``Sınıfsal yapıyı her iki kuşakta iskambil kağıdı gibi yeniden karan bir toplumda, farklı bir yapıdan gelen o sanatçıların fikirleri iş yapmaz.``
Sayfa 98 - sel yayınları
"Sanatta üslup, ne kadar mucizevi ve kendine özgü bir şey de olsa, toplumdaki görgü kuralları gibidir. Bir şeyi bir yere koymayı mümkün kılan tutarlı bir değerdir ve böylece toplumsal düzen için gereklidir."
Sayfa 96 - sel yayınları
Bir kitabı okumaya başladı
"...geceleri bomboş sokaklarda esen rüzgâr, damarlarındaki son kanın aktığını hisseden bir yaralının dermansız iniltisini andırıyordu."
Sayfa 12 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
"...
Eğer o ev modernizmin eviyse, ne tür kapı vuruşları beklenebilir? Değişime yüz tutmuş mahalle için aynı şeyi söylemesek de evin kendisi ideal temeller üzerine kurulmuş ve epey heybetlidir. İçinde Dada bir mutfağı, ince bir gerçeküstü tavanarası, ütopik bir oyun odası, eleştirmenlerin dağınıklığı, çeşitli azizlere adanmış ışıklı, iyi aydınlatılmış temiz galerileri, bir intihar odacığı, büyük depoları ve tükenmiş tarihlerin ayyaşlar gibi oraya buraya serildiği bakımsız bir bodrumu vardır. Dışavurumcuların gümbür gümbür kapı vuruşunu duyarız. Gerçekçi servis girisindedir, Dadacı ise testereyle arka kapıyı parçalıyordur. Soyutlamacının tek ve tekrar edilmez vuruşu tipiktir. Tarihsel kaçınılmazlığın o buyurgan kapı vuruşu ise hemen belli olur, işte o zaman evi bir telaş sarar."
Sayfa 85 - sel yayınları
"Edebiyat bizi bazen kapıyı çalan bazen de kapısı çalınan durumuna düşürür. O beklenmedik ziyaretçi bir tür beklenti, bir güvensizlik, hatta endişe yaratır."
Sayfa 85 - sel yayınları
"Göz, iyi geçinilmesi gereken aşırı duyarlı bir tanıdık gibidir. Ona soru sorarken tedirginlik duyulur, yanıtları saygıyla karşılanır. Etrafını gözlemlerken de yanında saygıyla durulur -gözlem onun uzmanlık alanıdır: "şununla şu arasında ayrım yapar... Seçer... Bakar, tartar, ölçer, ayırt eder, algılar... Ama her safkan gibi onun da sınırları vardır. Bazen algılamayı başaramaz. Ayrıca beklenmedik bir anda yalan söylediği de olur."
Sayfa 60 - sel yayınları