İnsanın eşi olmalı, bakarken yüreğinin kabardığı, gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı...aşık olduğu bir eşi olmalı!
Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli Yaradana. Koklamalı saçlarını. Uyuyan eşine şefkatle bakıp, usulca dokunmalı yüzüne, varlığını hissedebilmek için. Parmakları titremeli, incitirim korkusuyla.
Zerdüşt bu sözleri söyledikten sonra yine halka baktı ve sustu. Öylece duruyorlar... dedi yüreğine.. Ve gülüyorlar! Anlamıyorlar beni! Ben bu kulaklara uygun ağız değilim!
Bir șiirinde Cahit Zarifoğlu özlemeyi şöyle ifade etmiş;
"Özlemek ne derin bir duygu öyle, özlemek ne uzun bir mesafe öyle"..
Cemal Süreyya diyor ki;
"uzaktan sevmediyseniz birini hiç sevdim demeyin."
Ekliyor Oğuz Atay;
"Aklımdan çıkmıyor. Aklım çıkıyor, o çıkmıyor."
Ve son noktayı Nazım Hikmet koyuyor;
"Sesini duysam sesine sarılacağım. Öyle özledim.." 🌼🦋
Ölene kadar cevabını veremeyeceğim bir soru var içimde:
Her şeyi tek başıma yapmak zorunda kalmak beni büyüttü mü,
yoksa içimde büyüyemeyen yaralı bir çocuk mu bıraktı.?
Kaç yıl sevilir bir insan.?
Kaç yıldan sonra unutulur.?
Gidince mi,
Ölünce mi.?
Yeni biri hayatına girince mi.?
Kaç yıl sürer bir sevda.?
Kaç ayrılıktan sonra vazgeçer insan sevmekten.?
Kaç ihanet soğutur yüreği.?
Kaç ağlamadan sonra azalır öfkesi.?
Kaç kere sever bir insan.?
Kaç terkedilişten sonra korkar başlangıçlardan.?
Kaç bahara aldanır.?
Kaç tenden geçipte ulaşır aşka.?
Kaç uzak kalmaya dayanır bir sevda.?
Kaç geceye sığınır ve kaç şarkıya.?
Kaç yıl sevilir bir insan.?