"sᴏʀᴜɴ, ɪɴsᴀɴıɴ ʜᴀʏᴠᴀɴᴅᴀɴ ᴇᴠʀɪʟᴅɪɢ̆ɪ ᴅᴇɢ̆ɪʟ; ᴏɴᴜɴ ʙɪʀ ʜᴀʏᴠᴀɴ ᴏʟᴍᴀʏı ʙıʀᴀᴋᴍᴀᴅıɢ̆ıɴᴅᴀ... ᴋᴀʙᴀ, ᴋᴏ̈ᴛᴜ̈, ᴀᴋıʟsıᴢ."
"Su Adamı", genele baktığımızda pek bilinmeyen ama okuyan hemen herkes tarafından da oldukça sevilen bir bilim kurgu klasiği.
Yorumlar ve tavsiyelerden sonra oldukça yüksek bir beklentiye başladığım kitabı oldukça da severek bitirdim. Yalnızca tam olarak bilim kurgu demezdim ben kitap için. Bence işin içinde bir tutam bilim kurgu ve bir tutam da fantastik olması dışında alışılmış bilim kurgular gibi değil. Robotlar, gelecek zaman, çipler, distopik evren, gelişmiş teknoloji falan barındırmıyor. Bunu bilerek başlamalısınız.
Bunun dışında bana oldukça dokunan bir "su adamı" hikayesine sahip. Su Adamı, Deniz Şeytanı ya da Balık Adam da diyebileceğimiz İhtiandr, belki de en sevdiğim ve kendisine üzüldüğüm karakterler arasına girecek.
Kendine has bir kurgu, insanı sıkmayan ve doğru yerlerde detaylara giren bir anlatım bu kitapta söz konusu. Yazar denizlerin altını anlatırken siz de hissediyor, Su Adamı ile o duyguları yaşıyorsunuz.
Karakterlerin hepsi orijinal.
Ayrıca Belyaev yazdıkları hakkında bilgi sahibi olduğunu da size hissettiriyor. Ki bu durum bilim kurgu gibi yetkinlik isteyen kitaplarda önemlidir.
Jules Verne tarzı kitapları sevenler için iyi bir seçenek olabileceğini düşünüyorum. Başından sonuna kadar severek ve merak içinde okuduğum ilginç bir kitap. Her yaş ve her tür okuma deneyimine sahip kişilere rahatlıkla önerebilirim...
Aleksandr Belyaev 'in Puşkin köyünde açlıktan hayatını yitirmesi de oldukça üzücü...