Seni az tanıyorum…Az…
Sen de farkettin mi?
Az dediğin, küçücük bir kelime.
Sadece A ve Z. Sadece iki harf.
Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime var ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir
"Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi…
Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir…"
Başka birisi nasıl sevilir bilmiyorum
Hangi şehre gidilir yalnız başına,
Hangi şarkı dinlenir senle olmayınca.
Kimle çay içilir ?
En güzel sözlerin altı kim için çizilir
Kimin kokusu saklanır…
Hangi hayal hediye edilir,
Hangi gözle bakılır o çiçek yaprağı kirpiklerine
Nasıl anlatılır gülüşünün sesi
Adının güzelliğine hangi alfabe de rastlanır
Senin bakışın hangi şiire benzer
Kime dokunur, sarılır, uyur bu kalp
Hangi insanda rastlanır sana…
Gel de anlat…
Senden başkası nasıl sevilir ?
Bilmiyorum ben…
Kitaba yazdım sanıyordum. Bir baktım yok öyle bir şey. Bugün günlerden ne diye düşünerek başlıyorum her sabaha. Meğer beni düzende tutan işe gitmekmiş. Binayı bile özledim. Allah selden etkilenenlerin, milletin yardımcısı olsun.
...
Ulusların düşüşünde kilit kelime sömürge bence . Kimine göre yönetim biçimi kimine göre adalet kavrami ama kendini
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Alfabe meselesi öyle basit tarafından bir <kolay okuyup yazmak>meselesi yahut şekle ait bir teknik değildir. Yazısı bir milletin hüviyetinin (kimliğinin) temel faktörlerindendir. Kanı A Rh pozitif olan bir adamın bu kan grubu nasıl değiştirilemezse, yazısı da değiştirilemez.
Ne üzerine olursa olsun kitap: ister bir sevdalının serüvenleri, ister alfabe, isterse dua kitabı, hiç fark etmezdi, bütün kitapları eşit ilgiliyle okurdu; bir kimya kitabını bile geri çevirmezdi. Onu okuduğu şeyden çok okumanın kendisini, daha doğrusu okuma sürece ilgilendirdi.
İçerik konusunda sıkıntı çekmezdi: Ne üzerine olursa olsundu kitap: İster bir sevdalının serüvenleri, ister alfabe, isterse dua kitabı, hiç fark etmezdi, bütün kitapları eşit ilgiyle okurdu; bir kimya kitabını bile geri çevirmezdi.
"Diyebilirsin ki ,bir insani, fotoğraflardan ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin?Haklısın.Belki de çok az..O zaman şöyle demeliyim:Seni az tanıyorum...Az..Sende farkettin mi?Az dediğin,küçücük bir kelime.Sadece A ve Z.Sadece iki harf.Ama aralarında koca alfabe var.
Atatürk'ün 1906 yıllarında Bulgar Türkoğlu Manolof'a yıllar sonra yapacağı devrimleri tek tek sıralayarak gelecekte çağdaş bir Türkiye kurmaktan söz etmiştir:
Bir gün gelecek, ben hayal sandığınız bütün bu devrimleri yapacağım. Mensup olduğum ulus bana inanacaktır... Bu ulus gerçeği görünce arkasından duraksamasız yürür, dava uğrunda ölmesini bilir. Saltanat yıkılmalıdır. Devlet yapısı türdeş bir öğeye dayanmalıdır. Din ve devlet birbirinden ayrılmalı. Doğu uygarlığından benliğimizi ayırarak Batı uygarlığına aktarılmalıyız. Batı uygarlığına engel olan Arap yazısını atarak Latin kökünden bir alfabe seçmeliyiz... İnanınız ki bunların hepsi bir gün olacaktır.
Ne bir eksik ne bir fazla kullanmaya başladığım alfabe
Satır başları büyüklüğünde azımsanmayacak devasa duygular
Tarumar edilmemiş bir ruha aşık olduğum vakit
Katran karası gözlerime eşlik edecek bir bakış arar mevcudiyetim
30/4/2024
Pınar PEKĞÖZ
Yazmak Bazen
Kelimelerin Önünde
Acıdan Kıvranmaktır
Harfleri Yan Yana Dizmek
Keskin Bir Hançeri
Ruhumuza Batırmak Gibi
Hangi Alfabe Acılarımızı
Anlatmaya Yeter ki ...
.
.
Decrat & Dilde & Geceyi Bize Sor 🎹🎻🎸🎧☕🚬 youtu.be/SmHRCvP6jq0?si=...
Küçük bir kelime, büyük bir roman Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Sesinden örgüler örsem saçlarına
Saçların ki
Hiç tanımadığım, gitmediğim, uğramadığım,
Sokaklarında adım atmadığım
Gülüşüp eğlenmediğim
Bir diyarı gurbet
Ve bir o kadar da ezberlediğim bir alfabe