Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...ve bayılmak şuurun kapanması. Ölüm hissi ve karanlık, zifiri karanlık. Ölüyor muyum? Öldüm mü acaba? Böyle ölmüş olamam... Hayır, bu şekilde bitmiş olamaz... Sapsarı bir gezegende uçuşan koyu karanlık simsiyah devasa noktalar. Havada asılı duruyorlar. Tamam ama burası neresi? Nefes alıyorum. Öteki tarafın kayıp koridorlarından birine benzeyen bu yer de neresi? Sarı noktakar çaplarını genişleterek beyaza dönerek büyümeye başlıyorlar. Şuurun açılmaya başlaması anı. Yeniden hayata döndüğünü anlamanın gerçekliğinin sinir bozuculuğu...
Taş çatlasın 25 yaşında. Elindeki sigara paketinin ambalajını açıyor, üzerlerindeki eskimiş kahverengi mont, konfeksiyon işi tişört, altındaki yıpranmış adi kot pantolon ve giyilmekten yırtılmış ayakkabılarının aksine en pahalı, en kaliteli sigarayı içiyor.
Reklam
Kızımın ölümüyle üzerime yapışmış , beni boğan siyah bir leke, sınırları olmayan sonsuz dipsizlikte derin bir boşluk. Bunu atamıyorum, bunu kaldıramıyorum, bundan bir türlü kurtulamıyorum, bunun içinde yüzemiyorum, her tarafımı kaplıyor ve boğulup kayboluyorum.
Dünyanın gerçekten çivisi çıktı artık! Çıkmayı bırak, çivi yere düştü, kayboldu, yok oldu koduğumun çivisi!...
İlk eroin bir ilaç firması tarafından üretilmiş. Dünyanın her yerine reklam tabelaları asmışlar, mucize ilacı bulduk diye, hastanın şikayeti ne olursa olsun, eroin aldığında acısını unutuveriyormuş çünkü. O zamanlar cumhuriyetin ilk yıllarına denk geldiği için ülkede birkaç tane eroin fabrikası bile açılmış. Ama şirketin yöneticilerinin mucize ilacı bulduklarını sanmakla fena bir hata yaptıklarını anlamaları fazla sürmemiş, mucize ilacı kullanan insanlar ölmeye başlayıp, bu ölümlerin önü bir türlü alınamayınca dünyadaki bütün fabrikalar kapatılarak ilacın üretimi ve satışı durdurulmuş... Ama dünya çapında bir sürü bağımlısı olduğu için yeraltından ticareti devam etmiş tabi...
Şimdi sen bir doktor, tıptan anlayan birisi olarak o adamın ölmemesini sağlayacaksın. Bunu başaramazsan seni de, arkadaşını da gözümüzü kırpmadan öldürür, dördünüzü de arabaya atıp ormanda baltayla parçalara ayırdıktan sonra ayrı ayrı yerlere gömeriz. Bunu yaparız yani, beni net olarak anladın mı? Niye yaparız, çünkü biz senin gibi sıradan tiplerin hiç tanımak istemeyeceği türden kötü şöhretli ve pis adamlarız, kendi işimizle bile ilgisi olmayan böylesine aptalca bir durum yüzünden hapis yatamayız...
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
ellerinizdeki o kitaplardan yani; çetrefilli aşk hikayelerinden veya çok bilinmeyenli dedektiflik öykülerinden veya size nasıl biri olmanız gerektiğini anlatan, dürüstlük satan kitaplardan veya hayatın anlamını bulmaya çalışıp elinize sadece ateizmi veren felsefe kiatplarından veya bütün o best steller kitaplardan sıkıldıysanız, buyurun size bir kaçış yolu:Kirli, Paslı, Bozuk... Bu kitapta arka sokak insanlarının yani eroinmanların, torbacıların, hapçıların, sokak çocuklarının, sokak kadınlarının, katillerin, kokuşmuş polislerin ve dahasının hayat hikayeleri var ve bu size biraz saçma gelebilir ama gerçek hayat burada ve aslında soracak olursanız hayatın asıl anlamı da burada. Aynı zamanda, soluksuz okunan bir hikayedir de bu. ---Bu Alican Ökmen, 1987 doğumlu genç bir çocukmuş. Sinema emekcisiymiş falan. Yazdığı ilk kitap buymuş. Yeni bir kitap yazıyor mu ya da yazacak mı bilmiyorum ama umarım yazıyordur veya yazacaktır, bekliyorum. Çünkü, bunu çok güzel yazmış. ---Kuvvetle tavsiye ediyorum. Okuyunuz.
Kirli, Paslı, Bozuk
Kirli, Paslı, BozukAlican Ökmen · Ayrıntı Yayınları · 201262 okunma
Adam doktor değil ki, bildiğin işletmeci. Kapitalist pezevenk, hastanede de konuşmuştuk ya açmış dükkanı oraya detoks yapıyorum kan temizliyorum ayağına uyuşturucu bağımlıları üzerinden para yapıyor. Hastaların o adamın gözündeki değerleri köfte kadar, daha fazlası değil. Bir de var ya adım gibi eminim, kesin kokainmandır o ibne... Uyuşturucularla ilgili tuğla kadar kitap yazmış biri hayatında hiçbir şey kullanmamış olamaz.
Kızım öldüğünde yedisindeydi. Karım öldüğünde yirmi sekizinde. Babamı öldürdüğümde yetmiş ikisindeydi. Ben otuz yediyim.
...ben hayatım boyunca bir tek kitabı bile baştan sona okumadım, bu yüzden tuğla kadar kitapları okuyan insanlara gizli bir hayranlık duyuyorum.
Geri17
116 öğeden 106 ile 116 arasındakiler gösteriliyor.