Sabitlenmiş gönderi
Bir bitki gibi, şikayetsiz, şuursuz, iradesiz, yaşayıp gidiyordum.
Sayfa 142 - Fark YayınlarıKitabı okudu
-bitse ne olur,
bitmese ne?-
Sayfa 58Kitabı okudu
İki lanet bir sayıdır, kendine yetmez, hep üçe koşar ve sonra sil baştan.
Sayfa 55Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
"Müzeyyen." dedim fısıldayarak, "Müzeyyen, ben ölüyorum ."
Sayfa 34Kitabı okudu
Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
Sayfa 19Kitabı okudu
Hükümet kerhane önünden geçiyor, devlet erketeye yatıyor, vatandaşa da dut yemek düşüyordu.
Sayfa 7Kitabı okudu
Bir kitap okudu
320 syf.
9/10 puan verdi
Yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor.
Şimdi onu nasıl inandırabilirdim bütün bu süreyi onunla birlikte yaşadığıma? Onu unutmuş gibi yaşarken onu düşündüğüme? Anlamaz, görünüşe kapılır, anlamaz.
Nasıl olursan ol, var olduğunu bilmek bana yeter.
Sayfa 31Kitabı okudu
Beyaz Mantolu Adam
İlk defa gülümsedi çevresine bakarak. Sonra, sanki bir daha hiç gülümsemeyecekmiş gibi mahzunlaştı birden.
Sayfa 15Kitabı okudu
Hazzın en aktif peşinde olduğumuz dönem çocukluk dönemimizdir. Markette gördüğü şekerleme için kendini ağlayarak yerlere atan çocuk hazzının peşindedir. Yetişkinlikte ise bu haz dürtüsünün yerini gerçeklik alır, artık istediklerimiz olmadığında kendimizi yerlere atarak ağlamayız. Beklemek, sabretmek, çabalamak gibi şeyleri ekleriz sözlüğümüze...
Sayfa 188Kitabı okudu
