Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Bu kitaba başlamadan önce senin içinde erdeme ve kendine hâkim olabilmeye doğuştan yatkınsın. Eğer bunlardan uzaklaştıysan bunun sebebi kalıtımsal bir bozukluk değil yanlış şeylerle ve yanlış fikirlerle beslediğin taraflarındır. Seneca'nın da dediği gibi, felsefe tüm bunları üzerinden kazıyıp atabilecek ve gerçek kimliğimize dönmemizde bize
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021444 okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitabı çok beğendim. Anadolu'nun köy çocuğuyum. Eski Türkçe yöresel kelimelere hakimdim ama zamanla unutuyor insan. Köy dilini ilk okurken zorlandım ama sonra kendimi Karataş köyünde buldum. Okurken neden yasaklandığını merak ederek okudum ve anladım. Köylünün sorunları, bir beyden kurtulup başka bir ateşe düşmeleri, cehaletleri... Hiç durmadan çalışmalarına rağmen yoksullukları... Kendilerini iyi göstermek için , kaymakamı ağırlamak için yoktan var etmeye çalışıp her şeyi günlük güneşlik gösteren muhtarı... Şimdi bakıyorum da günümüzde de pek bir şey değişmedi. Okuyun
Yılanların Öcü
Yılanların ÖcüFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20215,4bin okunma
Reklam
Ölüm gerçeği herkes tarafından bilinse de, bunu daha çok dinler, dini bilgiler vurgulamaktadır. Bu dünyadaki ömrümüzün sınırlı olduğu, vaktimizi en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiği ve hatta nasıl bir dünya hayatı sürmemiz gerektiği dinimizde hep tavsiye edilmektedir, hatta bazı ayetlerde doğrudan emredilmektedir. Tabi inanıp inanmamak, bu tavsiyelere uyup uymamak herkesin kendine kalmış bir tutum ve inisiyatiftir. Din, özellikle mensubu olduğumuz son din, en başta okumayı emreder. Sevginin önemini ön plana çıkarır. Dürüst ve doğru olmayı, temiz olmayı öğütler. Dünya hayatının geçici ve bir imtihan olduğunu vurgular. Elbette bir ömür yolunda dünyevi mücadelenin içinde yuvarlanıp gitmek de var. ''Her şey olacağına varır'' düşüncesiyle bir boş vermişliğe düşmek de var. Ama imtihanların, diğer tanımıyla sınavların ne anlama geldiğini okuduğumuz okullardan biliyoruz. Sınavlardan alınan notlara göre sınıflar geçildiğini biliyoruz. Çalışan, öğrenen, bilen sınavlarda zorluk çekmeden geçer. Türk Dil Kurumu sözlüğünde sınavın, yani imtihanın ''sonucunda deneyim kazandıran zor bir durum'' olarak açıklandığı gibi, bu dünyada bunun için ne yaptığımız, zamanımızı nasıl kullandığımız, yani sınava nasıl hazırlandığımız çok önemli. Hele tüm bunların sonucu olarak, sınavdan nasıl geçeceğimizi ve ahiret hayatında bunların değerlendirileceğini bilmek, düşünmek de çok önemli.
Sayfa 41 - Az KitapKitabı okuyor
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
Toplum denen...
Neydi bu "toplum" tam olarak? İnsanın çoğulu mu? "Toplum" tam olarak neredeydi? Tüm hayatımı bu tam olarak anlayamadığım toplum algısı yüzünden korku içinde geçirmemiş miydim... Tam o anda, Horiki abuk subuk konuşmaya devam ederken toplumun ne olduğunu anladım. Cümle dilimin ucunda durakaldı ama zihnim kuvvetle seslenmişti: "Toplum dediğin şey sen değil misin?" Toplum bunu kabul etmez. Toplum değil. Sen kabul etmezsin, değil mi? Eğer böyle bir şey yapmaya devam edersen toplum sana iyi gözle bakmaz. Toplum değil yani. Sen. Toplumdan dışlanırsın. Toplum değil. Beni sen dışlayacaksın, değil mi? Beynimin içinden çeşitli sözler geçiyordu: "Sen kendine bak! Riyakâr, rezil, tuhaf, korkunç ve çirkef kişiliğinin farkına var!" Hiçbirini söylemedim tabii, sadece yüzümdeki teri mendille silerek, "Terledim, terledim" diyerek gülümsedim. Fakat o günden itibaren bulduğum bu yarı felsefi inancı sahiplenip benimsedim: Toplum, bireyden başka nedir ki? Toplum denen şeyin bireyden başka bir şey olmadığını anladığımdan itibaren eskisinden biraz daha rahat bir şekilde kendi irademle hareket edebilme yeteneğimi geliştirmeye başladım.
"Ağlasam dursam ne fayda... Dün sol gözümden bir yaş süzüldü. Başka bir şeyle uğraşırken. Normalde onu çokça düşünürdüm ama o an düşünmediğimi sanıyordum. O sıra çalışıyordum. İlk başta lan ne oluyor dedim. Sonra hemen anladım ki aslında çok üzgünüm, çoğu zaman. Bilinçaltımdan gelen ona dair düşünceler, bedenimi etkiliyor. Başka bir şeyle uğraşırken, çalışırken, o an onu düşünmediğimi sanarken bile onu düşünüyorum. Ne desem ne anlatsam ki daha fazla. Yazık, anlatmak istediğim, konuşmak istediğim çok fazla şey var aslında ama nafile gibi görünüyor. O yüzden susuyorum." (Jack Brighty)
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ümit Yalçın Doğan // Altı Üstü
Merhaba Sevgili Öyküseverler Bugün size “altı üstü” altı öyküden oluşan bir hikaye kitabı ile geldim: Ümit Yalçın Doğan’ın yazmış olduğu “ Altı Üstü” isimli öykü kitabı… Hikayelerin isimleri de şu şekilde : “Doğu Ekspresinde Cinayet”, “Yaban”, “Suç ve Ceza”, “İhtiyar Balıkçı”, “Aşk- Memnu”, “Kumarbaz”… Kitabı bitirince arka kapak yazısındaki; “Dünya küçük, hayat kısa.” lafını çok iyi anladım gerçekten. Eminim ki sizler de bu kitabı okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Kitaptaki ilk hikayemiz, mecburi sebeplerle binilmiş bir tren yolculuğu ile başlıyor. Hikayeler bir trenin vagonu misali, bir sonraki hikayeye bağlanarak devam ediyor. Yani bu altı hikaye birbirinden bağımsız hikayeler değil. Son hikayeye gelindiğinde ise bir hayat, belki depremle değil ama hayal ve güven kırıklığı ile yıkılıyor. Bir trenle başlayan o yolculuk, perdesini tren raylarında mı kapatıyor? İşte orası da biraz meçhul… Bu arada kitapta 30 Ekim 2020 ‘de İzmir’de olan depremi de konu alan hikayeler vardı. Bu depremden bir gün önce de yeğenim Çınar doğmuştu. O depremi evde yalnız başıma yaşamış biri olarak , hikayeleri okudukça sanki o günü yaşadım. Ablamlar bu depremi bebek ile birlikte hastanede yaşadılar.Şükür ki hiç birimize bir şey olmasa da o korku hala üzerimizde. Aklıma gelmişken bu anımı da yazmak istedim.
Altı Üstü
Altı Üstü
Ümit Yalçın Doğan
Ümit Yalçın Doğan
Altı Üstü
Altı ÜstüÜmit Yalçın Doğan · Ayrıkotu Yayınları · 20244 okunma
"Bir teyze vardı, unutamıyorum yüzünü, her hafta sohbete gelirdi. "Biz yeni doktor kadın olur diye sevinmiştik," demişti. Oysa ben onları üzecek hiçbir şey yapmamıştım. Erkek oluşumun onları üzmesi de benim suçum değildi. Ama zamanla onları anladım. Ne yazık ki istismar edilmiş zihinleri için yazabileceğim bir reçete yoktu."
Sayfa 248 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
60 günde okudu
Geçen yıl yazdığım bir inceleme
Kitabın ilk vakasını okuduğumda açıkçası korkmuştum ben bu kitabı nasıl bitireceğim diye. Hatta uzun bir zaman devam etmedim diyebilirim. Neden bir istismar vakası bana bu kadar ağır geldi bilmiyorum. Herhalde kitaptaki diğer vakalarda da istismar var ve daha detaya inilmiştir diye düşündüm ama farklı konular daha baskındı. Okudukça kitabın
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Köpek Gibi Büyütülmüş ÇocukMaia Szalavitz · Koridor Yayıncılık · 20177,4bin okunma
Takip bildirimini gördüğüm an engellemek için girdiğim hesapların askıya alındığını görüyorum bir süredir. Arka arkaya takip edip mesaj attıkları için mi askıya alınıyorlar ki öyleyse güzel bir şey bu, ama öyle değilse ve askıya alındıkları hâlde takip edebiliyorlarsa o zaman ne anladım ben bu işten? Yani tam olarak neleri kısıtlanıyor acaba,, mesaj atamıyor olabilirler belki bilemiyorum... Yine de engellemek en iyisi sevgili okurlar, geceniz iyi olsun 🎀✨
Reklam
“Tanrı’nın birine bu kadar büyük bir fiziksel acı yaşatabileceğine inanmıyordum . Tanrı’nın birine bu kadar çirkin bir şey yaşatacağına inanmıyordum.” “Ama sonra seninle tanıştım ve o günden beri her gün,eğer tanrı yoksa ,birinin nasıl bu kadar güzel olabileceğini düşünüp durdum. Eğer Tanrı yoksa,birinin beni nasıl bu kadar mutlu edebileceğini merak ettim. Ve sonra anladım ki … Tanrı hayattaki en güzel şeylerin kıymetini bilmemiz için bize çirkin şeyler veriyor .”
KÜRK MANTOLU MADONNA [ ALINTILAR ]
“ Nedense hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendilerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz. “ “ İnsanları, kendi cinslerinden biri
İş Bankası Kültür Yayınları, Maria Puder ve RaifKitabı okudu
420 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kaç kez itiraf edilir ki aynı günah aynı insana?
"İnsanları çaresiz bırak, iç organlarından roket yaparlar! Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. " Bildiklerimiz insanlığa dair umutlarımızı yıkarken bilmediklerimiz bize neler yapacak? Hangi duvara çarpıp, hangi denizde
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma
"Bir gün bir adam geldi eve. 'Bu senin baban' dediler. Öyle karşıdan durup baktığımı hatırlıyorum. Bize çikolata getirmiş, o zamana kadar hiç böyle bir şey yememişiz. Anladım ki baba tatlı bir şeymiş. Ama sonra annemi aldı gitti. Babasızdık, bir de anasız kaldık."
Sayfa 46 - Doğan KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.