Aldırma ; yüzümde sabitlenmiş gülümsemeye , mesleki deformasyondur..... patronumun isteğidir yani. eh ! böyledir işte ,ömrü karalama defteri gibi kullanmanın sonucu.... bilincinde ;sürekli kelimeler açar ve asla kokmazlar hiç biri güller gibi bana göre kim yaparsa aşkın tarifini ;alayı yalandır ! başkası nasıl kullanabilir ki ! sana bakarken
Benimle Feda Olmak İster Misin?
Sıkkın canımla, buruk yüreğim benim Pişman aklım ile yalnız senli düşlerim Aklım hayalimde değilken bile sen Yine yüreğimin eğer sahibiysen Bil ki güzelim, yalnız seni özledim... Huzurlu olan o cânım gülüşlerin Benim Onlaradır bu feci özlemim Benim, özleyip de göremediklerim Senin o isteğinle beklediklerim... Emret, ister öleyim ister
Reklam
“Hayattan ne istediğini bilmeyen boy aynasına bakmayıp kendini mükemmel zanneden… dokunmakla düşünmenin bir farkının olmadığını bilmeyen… sevgisinde cimri, öfkesinde bonkör olan bencil yaratıklarız.. kazandıklarımız kaybettiklerimizin yerini tutsun istiyoruz.. avucumuzu yalıyoruz. Bir şey güzelse bunda bir anormallik arıyoruz, olmasa bile
Unutma. Büyük insanların büyük dertleri olur. Küçük insanların büyük dertleri her zaman küçümsenmeye mahkumdur. Çünkü insanlar karşısındakine notunu neyi nasıl karşıladığına göre verir. Kimliğimiz dayanma tarzımıza göre insanların gözünde şekillenir. Baş etme tarzımız karşımızdaki kişiyle ne kadar benzeşirse o kadar “büyüğüzdür”. Ayrık otunu sevmiyorsanız inanın o da sizi sevmiyor. Ama ayrık otu olmasaydı, siz güzel değil sıradan olacaktınız. Egonuzu tatmin etmek için ona değil, aynaya bakacaktınız. Belki de ayna bu yüzden kötülenir biraz da. Korkaklar aynaya bakamaz çünkü. Baksalar, ayrık otu diye bir şey olmadığını anlayacaklar oysa ki. Hepimiz ayrık otuyuz ve hepimiz sıradanız hakikatte. Bunu ancak aynaya bakma cesaretini gösterenler biliyor ne yazık ki. Kötü kalpli cadı bile bakmıştı bu arada
Yüremek nasıl da ağır Yürümek nasıl da tenhâ Ama kuşlar uçuyor göğümde düşlerimin Ama bahçeler yeşil Dağ çılgın, ova sarhoş Ben bu illerde meczup Ben bu yolculuğun son elçisiyim Can toprakta tohum Can denizde kum Başarmak istiyorum...
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Reklam
KİRACIYIM BİR ACIYA Sen ey kendiyle yetinen; Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde.
"Nasıl bir his biliyor musun? Memursundur mesela. Memleketinden çıkmak zorunda kalırsın, başka bir şehire gidersin sürekli. Ama her memur gibi emekliliğin memleketinde olmak istersin. Hatta öyle olur... Şimdi ise o emeklilik hayalinin gerçekleşmesini istedigin şehrin yok olduğunu düşün. " -A.
“Biz aynada insanların bizi nasıl gördüğünü görüyoruz. Aynaların nesneleri gösterdiği doğru olabilir ama insanı göstermez. Ben aynada kendimi görmeyi hiçbir zaman görmeyi ümit etmedim...”
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Reklam
Resim anasanat dalı bölümü ya bu, cetvel zorunluluğu nedir ? En fazla önerirsin kullanır-kullanmaz öğrenci... Ama yapılan iş adına doğru yanlış ögelerinin neredeyse olmadığı bir bölümün öğrencisine (temel sanat) dersinde hangi akla hizmet cetvel zorunluluğu getirebilirsin ? Ben mimarlık okumuyorum, teknik çizim gerektirecek bir bölüm okumuyorum. Senin fetişin benim neden kalem algımı bozuyor ? Rahat bırak çizgi değerimi ? Sanatçı yetiştirme temeline cetvel atmak nedir ya ? Okuldan bağımsız herhangi bir yerde, biri bizden çizimle ilgili yardım istese kağıt kalem yeterli olmalı, o düzeyde olacak öğrenci yetiştirmen gerekiyor, öğrencinin gözünü ve elini eğitmesi gerekiyor. Niye siktiğimin cetveliyle eğitiyorsun beni ya, düz çizgi çizemeyeceğimden nasıl bu kadar eminsin ? Niye eminsin ? Diyelim ki çizemiyorum, benim o dümdüz kesinliğe ifadede yer vermek istemeyişimden olması geliyor mu aklına ?
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Aklı Alan Sorular
Bugün atan kalbim yarın duracaktı, öyleyse tadına varıp, sonra pişman olup ağlamalı mıydı? Bir yanım narsizm bir yanım nihilizm iken, olası bir savaşa nasıl hazırlanacaktı? Zaman böyle dolup taşıp içimden boşalıyordu, saat erken ama telaşım zirvedeyken beni bekleyen bir şey mi olmalıydı? Bilmedim ben olanı biteni, bilemem aklımdan geçeni, uçurumun kenarındaki taşlar gibi dağına göre yuvarlanmıştım da şimdi kabahatimin içindeki masumu kim paklayacaktı? İçimde göz yaşından başka bir şey kalmamış ve ona rağmen kaskatıysam, bu kalabalığa bir kerpeten mi lazımdı? Yaşamadımsa da saklayamadım yüzümden eksilen günleri günden güne bekledim o günü her şey plana uymuştu da herkesin uyandığı gün ölen ben miydim? Bir şey daha vardı ki artık seni yazmak senden daha güzel mi olmuştu?
Yürümek nasıl da ağır Yürümek nasıl da tenhâ Ama kuşlar uçuyor göğünde düşlerimin Ama bahçeler yeşil Dağ çılgın, ova sarhoş Ben bu illerde meczup Ben bu yolculugun son elçisiyim Can toprakta tohum Can denizde kum Başarmak istiyorum... Nurullah Genç
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.