352 syf.
·
Not rated
·
Read in 34 hours
Çok keyifliydi cidden ters köşe kurgu şahaneydi ben sanırım ikinci kitabı bu kitaptan önce okumuşum ama bu kitabını daha çok sevdim..iyi yazılan psikolojik gerilim kitaplarınin hastasıyım :)))
Hizmetçi
HizmetçiFreida McFadden · Olimpos Yayınları · 20232,389 okunma
Toplumlar belki de bizim toplulumuz hemen herkesi ilahlaştırmaya ne kadarda meraklı ya sırf bir felsefeci veya düşünür bir şey söyledi diye ona körü körüne bağlanmak doğru değil hatta bu felsefenin doğasına aykırı felsefe ne der düşün der siz bir kişinin söylediği şeye hemen inanırsanız bu çokda düşünmediğinizi gösterir.Ben olsam bu düşünür niye böyle söylemiş acaba diye düşünürüm sonra inanmak gerlir veya inanmamak.Mesela Freud evet çok güzel eserleri var ve farklı noktalara değinmiş ama çook fazla abartılacak kadar değil,yani norml konuları işlemiş çoğu yerde kitaparinda sadece o daha önce yazmış diye o düşündu diye ona ithaf etmiştir,mesela Rüya Yorumu kitabı o kadar büyütülecek bir eser değil.Benim düşüncem katılan katılır katılmak istemeyendw farklı düşünür olabilir🍀:))
Reklam
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
"Sana hiçbir zaman ulaşamadım" dedi Giovanni. "Hiçbir zaman gerçek anlamda burada olmadın sen. Sanırım bana hiçbir zaman yalan söylemedin ama asla gerçekleri anlatmadığını da biliyorum,neden? Bazen tüm gün boyunca burada kalır, bir şeyler okur, pencereyi açar, yemek pişirirdin - seni seyrederdim - ve sen hiçbir şey söylemezdin. Bana bakmana rağmen sanki görmezdin beni. Üstelik de ben bütün gün, gün boyu bu odayı senin için düzenlemeye çalışıp dururken. Biliyor musun sen kötü bir insansın, bazen bana gülümsemenden nefret ettim. Seni boğmak istedim o anlarda. Bir yerini kanatmak istedim. Bana herkese gülümsediğin gibi gülümsedin, bana herkese anlattıklarını anlattın - ve tüm anlattıkların da yalan. Ne gizliyorsun sen? Senin kollarındayken senin hiç kimseyi sevmediğini bilmediğimi mi sanıyorsun? Hiç kimseyi. Ya da herkesi - ama beni değil! Senin için hiçbir anlamım yok, hiç." Yeniden ağlamaya başladı. Göz pınarlarından sıcak gözyaşlarının süzülüp, kirli yastığa düştüğünü görüyordum. "Eğer beni sevmezsen, buna katlanamam, ölürüm. Sen gelmeden önce zaten ölmek istiyordum. Sana bunu bir çok kez anlattım. Zalimlik bu yaptığın, ölümümü daha çok zorlaştırmak için beni yaşama bağlamak."
Kadınsak çok gülemeyiz, özellikle de yüksek sesle gülemeyiz; ama çok az ya da kasılarak da gülmemek gerekir. Erkeksek güldüğümüzde duvarları inletmeli, ama buna karşın ne olursa olsun ağlamamalıyız. Gözlerimizin dolması bile yasaktır. Kadınlar içki içemez, erkeklerse maden suyu. Kadınlar, bir erkek kendileriyle konuşurken naz yapmalıdır; erkeklerse kadınlarla konuşmalı ama keyiflerine göre değil, ne olduklarını kimsenin bilmediği katı kurallara riayet ederek. Erkekler asla reddedilmemeli, öte yandan kadınlar erkekleri sürekli reddetmelidir. Erkekler ne pahasına olursa olsun ka­ dınların önce aklına, sonra kanına ve nihayetinde yatağına girmeli; kadınlarsa kimsenin akıllarına, kanlarına hele ya­ taklarına girmesine asla izin vermemelidir. Erkeklerin kas­ları, kadınlarınsa büyük memeleri olmalıdır; erkeklerin po­poları küçük ve sıkı, kadınlarınkiyse büyük ve sıkı olmalı­ dır. Erkekler ne yaptıklarını bilmelidir, kadınlarsa ne yap­ madıklarını. Kadınların erkeklerden daha iyi dans etmesi şarttır. Erkekler kadınlardan daha güçlüdür. Bu sebeptendir ki erkekler duyarlı olabilmeli, en azından duyarlı taklidi yapmalıdır.
250 syf.
·
Not rated
İki yakın arkadaşın önce birbirinden tamamen uzaklaşıp sonra biraraya gelerek aşlarını okumaktayız. Keşke o arkadaşlıkları ve aşklarını çok daha fazla görseydik ama bazen güzel şeyler yarım kalır. Gözyaşı ile kitabı kapatmış bulunuyorum.
Eğer Benimle Olsaydı
Eğer Benimle OlsaydıLaura Nowlin · Juno Kitap · 2024164 okunma
Reklam
“Ama önce gel sarıl bana, huzur bulayım."
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"İnsanın hayatı, görünmez düşmanlarla çevrili, yorgunluk ve acıyla işkence edilen, az kişinin ulaşmayı umut edebileceği ve kimsenin uzun süre kalamayacağı bir hedefe doğru karanlıkta uzun bir yürüyüştür. Yoldaşlarımız birer birer, kudretli Ölüm'ün sessiz emirleriyle gözlerimizden kaybolur. İnsanın hayatı kısa ve güçsüzdür; ona ve tüm soyuna, yavaş ve kesin bir kader, merhametsiz ve karanlık bir şekilde düşer. İyi ve kötüye karşı kör, yıkıma aldırışsız, kudretli madde amansız yoluna devam eder; bugün en sevdiklerini kaybetmeye mahkum edilen, yarın kendisi karanlığın kapısından geçecek olan insan için, darbe düşmeden önce, gündelik hayatını yücelten yüce düşünceleri beslemek kalır; Kader'in kölesinin korkakça korkularını küçümseyerek, kendi elleriyle inşa ettiği mabede tapmak; tesadüflerin imparatorluğundan yılmayarak, dış yaşamını yöneten başına buyruk zorbalıktan özgür bir zihin korumak; bilgisini ve mahkumiyetini bir an için tolere eden karşı konulmaz güçlere meydan okuyan, yorgun ama boyun eğmeyen bir Atlas gibi, Doğa'nın kayıtsızlığına rağmen, kendi ideallerinin biçimlendirdiği dünyayı tek başına ayakta tutmak."
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Kitap Adı: Devlet Yazar: Platon Yayıncı: İş Bankası Kültür Sayfa 231 -237
Önyargı bilinçdışımızda bile etkiliyormuş
Önyargıların açık şekilde belirtilmesine bile ihtiyaç duyulmaz. Üstümüzde bir etki yaratabilmeleri için onları düşünmemiz bile yeter. Geçenlerde, bir enstitünün gerçekleştirdiği bir test hakkında bir şeyler okuyordum. Genç birine matematik ödevi verilmiş. Testten önce onun başında bekleyecek olan profesöre bu gencin bir matematik dehası olduğu söylenmiş. Test boyunca profesörün içinde öğrenciye dair bu kadar olumlu bir düşünce yer almış. Öğrencinin beyin aktivitesi elektrotlarla izleniyormuş ve bu olumlu etkinin altında öğrencinin beyni özellikle çok iyi çalışmış. İkinci bir testte öğrenci odada kalmış ama profesör değiştirilmiş. Bu sefer profesöre gencin öğrenme güçlüğü çektiği söylenmiş. Öğrencinin teste girmek için kapıyı açtığı andan itibaren elektrotlar beyninde bir engellenme algılamış. Yalnızca öğrenciyi enerjisiyle besleyen profesörün önyargısı, öğrencinin beyninde ölçülebilir bir engellenme yaratmış. Elektrotlar aniden beynin daha düşük kapasitede çalıştığını göstermiş. Ve doğal olarak öğrenci bu testte bir öncekine göre daha düşük bir başarı ortaya koymuş. Önyargılar, hedefi belirlenmiş güçlü inançlardan başka bir şey değildir ve sadece enerji dağılımı yoluyla diğer insanları etkilerler
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.