Kitap yarım bırakmamak gibi bir prensibim olsa, kitap hediye gelmiş olsa ve sırf hatır için okumaya başlamış olsam ve 77 sayfa okumuş olsam dahi daha fazla katlanamadım.
Bir kere 77 sayfa boyunca altı boş aforizma kasmak dışında bize ne anlattın sayın Tufan? Acıların çocuğu Tufan diyesim var. Aşk acısı çekiyormuş Tarık Bey aman ne kadar değişik.
Bir mezarın tarihi seyri nasıl olur bilir misiniz?
Her şey bir ölümle başlar!
Kiminin fiyakalı bir mezar taşı olur kiminin daha sade.
Zaman geçer, ilk günlerde kalabalık olan mezar yalnızlaşmaya başlar. Üzerinde otlar biter. Daha da zaman geçer ve yazıları dahi silinmeye yüz tutar. Taze ölülerin başı kalabalıkken onun gelen gideni olmaz. Diğer
Bu kez tartışmalı bir kitapla beraberiz. Değinmem gereken çok fazla şey var bu kitapla ilgili. O yüzden bazı şeyleri çok fazla uzatmadan, üzerinden kısa kısa geçerek aktarmayı planlıyorum.
NOT: Kitabın incelemesini daha iyi aktarabilmek adına diğer incelemelere de göz attım, filmini izledim ve Jack London ile ilgili de biraz araştırma yaptım. Tüm
Nereden başlamalı Ya Rabbim ? Hangi şehirden? (Trabzon, Tebriz, Tiflis, Batum, İstanbul)
Kimden başlamalı peki ? Settarhan, Zehra, İsmail, Azam, Sofya, Büyükhanım...
Kalem elimde öylece kalakaldım."Hadi Emine hadi güzelim " dedim, " değilmi ki yazmaya karar verdin başla bakalım bi' yerden..
Gönlüm ilk seni
Bu kitabın ismini okurken bile tüyleriniz diken diken olup, hatta iğreniyorsunuz değil mi?"Kızlar nasıl kardeşlerini doğurur?" diyorsunuzdur belki içinizden.
Hâlbuki
Babaları tarafından cinsel istismara uğrayıp kardeşlerini doğuran bir çok kız çocuğu var.
Saklanıyor sadece.
"Adımız çıkmasın"
"Aman çocuğun psikolojisi
Merhaba 1k okurları!
Hani burası benim azcık da dertleştiğim yer ya, duvarımdakı iletilerin hiç birini kaldırmıyorum. İyisiyle, kötüsüyle buraya geldiğim bu süreçte nelerden geçtiğimi unutmamak için. Hani unutmak da verilmiş ya insana nimet olarak, unutursak bile yazdıklarımızdan hatırlarız. İşte bu iletide de azcık kendimle, azcık da okurlarla dertleşmek istedim. Gelelim konuya;
Bu güne kadar her alıntıyı, her iletiyi ve dahi incelemeyi okuyarak beğendim. Okumadan beğeni atmam, çünkü beğeni atmış olmak okumuş olmanın göstergesidir benim için. Ha okumadan beğeni atan mağdurlara da çok rastladım.
Mesela; dini inancı olan birinin dine küfredilmiş iletideki beğenisi, asla onaylamayacağı halde cinsel içerikli alıntılara beğeni atanlar. Bazen de okuduğunun perde arkasını anlamayıp "Aman bir beğeniden nolucak ki" diyenler. İşte tam da o "ne olacak"dan bazen pürüz doğar.
Bazen bildirimde 1 dakikaya 10 üzeri alıntı/iletimin beğenisi aynı okur tarafından geliyor ya, acaba hepsini okuyup sonra komple mi beğeni atmış, yoksa teker teker ışık hızıyla mı okumuş diye düşünmeden edemiyorum.
"Şimdi ne alaka?" diyebilirsiniz.
Akışta bir kaç alıntı/iletiye rasladım da. Okumadan beğenenler bana bunu düşündürdü. Sabah akşam düşünüp kendimi yiyip bitireceğime yazarak iletimle ileteğim dedim:)
Sona kadar okuduysanız, beraber bir şiir dinleyelim.🥰
youtu.be/cODcredIo1E
Şiir: Şaşırdım kaldım işte.
Yazar: Yavuz Bülent Bakiler.
Seslendiren: Mehmet Kemal
Keyifli dinlemeler🌼🌹
“Herşeyin manasız olduğunu söylediğimiz anda manalı bir söz söylemiş oluruz.”
Albert Camus
Merhabalar;
Kitap bitti, ben uzay boşluğuna bırakılan terlik gibi yerçekimsiz ortamda savruluyorum. Öncelikle size Murat Menteş'i tanıtmalıyım. Kendisiyle yollarımız 2005 yılında Afilifilintalar adlı internet sitesinde kesişti. Bir kaç blog yazısı hoşuma