Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
184 syf.
1/10 puan verdi
Hayatımda okuduğum en kötü kitaplardan biriydi sanırım. Bukadar kısa olmasa bitirezdi bile. Eminimki yazmaya çalışan biçok insan bundan daha güzel yazabilir. Sadece isimle prim yapmaya çalışan bir kitap diyebilirim. Okuduktan sonra kitaplığa bile koymadım geri. Zaten aldığım kitapçıda da kitabın 5 para etmeyeceği anlaşılmış olucakki 4 liraya almıştım. 15 lira falan aman vermeyin :D
Zombi
ZombiJoyce Carol Oates · Siren Yayınları · 201141 okunma
320 syf.
6/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Yeni çıkan kitabı tamamen kitapevinde gezerken kapağı ve başlığı ilgimi çektiği için aldım. Öyle aman aman sürükleyici değil. Öylesine okumak için vaktiniz varsa okuyun derim.
24 Saat Açık Kitapçının Sırrı
24 Saat Açık Kitapçının SırrıRobin Sloan · Trend Kitap · 2013243 okunma
Reklam
Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "bırak kendini, koy gitsin!" Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
Anlık coşku patlamalarına sebep olan depresif-konformist faydacı akışın kullandığı ‘’sahip İm’i ‘’yalnızca o ertesi sabah gelen ve aman vermezcesine ayıltan bir hayal kırıklığıyla takip edilmek üzere rastgele sarsalayıp geçen ‘’anlık coşku’’dan öte değildir.olunan ve olunmayan sadece paradokstur. sade-ce Kitap
Sonra, durmadan bekleniyordu. Fakat aman Allahım! Ne kadar çok bekleniyordu. Hiçbir yere ayrılmadan bekleniyordu.
Sayfa 198Kitabı okudu
İki eliyle arkasındaki ağacın kabuklarına sarıldı. Parmakları soğuk yarıkların arasına girdi. Elini hemen geri çekti ve göğsüne götürdü. Göğsünün içinde, bu asırlık ağacın kabuğu gibi, yarıklar bulunduğunu sandı ve gırtlağına kadar bir ateşin çıktığını hissetti. Aman Yarabbi, ne kadar yalnızdı...
Reklam
Aman ha evlatlarım. Kimse size birdenbire 'dinsiz olun' demez. Yavaş yavaş dinsizleştirirler sizi. Kitap verirler. Altından kalkamayacağınız sorular sorarlar size. Önce fikirlerinizi çatallaştırırlar sonra çatalları orta yerden ayırır, sizi yanlış yapıp yapmadığınızı düşünemez hale getirirler. Bunu yaparken öyle ustalıkla yaparlar ki, ne olduğunu, nereden nereye geldiğinizi anlayamazsınız bile.
-Aman hep o kara kaplı kitap… Başka yok mu? Yazmış da ne olmuş? Sizden başka onu kim okuyor? -Senden başka bu kitabı pek çok insan okuyor. -Aman… hep tenbeller, hayalperestler… -Hayır… Frenkler de okuyor. Bu gibi eserlerin garpta bir tanesinin yüzlerce türü basılmış tercümeleri vardır. Avam da okur, havas da okur velâkin sen okumazsın, mazursun da. Mekteplerinizde böyle şey kalmadı. Bir İngiliz kızına Sadi’yi sorsan bilir, sen Şarklı olduğun halde bilmezsin. Kabahat sende mi, Sadi’de mi?
Güneş batmak üzeredir. Aman, dikkat! Güneş batmak üzeredir’in arkasından dünyanın tasviri gelir. Hiç niyetim yok: dalgaları boyamağa, ufku bir dilim ekmek gibi kızartmağa. Bak! Yine yapacağımızı yaptık işte. Dalgaları boyadık. Ufku mis gibi kızarttık.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.