TOPLUM YAZILARI SERİSİ-13
Soğuk bir dünya sabahında herkese eşit derecede günaydınlar. Mevsimlerin bile kafasının karıştığı bir coğrafyada yeni bir güne başlayan herkese güne güzel başlaması dileğiyle. Bugün sizinle kısa bir konuya değinip ardında akan hayatın içine dalacaz. Konumuz genellikle kullanmış olduğumuz bir cümledir."Dünyayı ardına
"Dünya hoştur, içi boştur, aldanma hoşluğuna, düşersin boşluğuna" demişler.
-Mutlu pazarlar, aman boşluğa düşmeyin.
Cam yüreklerinizi kırmasın kimsecikler. Boşluğa attığınız adımlarınız lacivert, baktığınız gökyüzü hep aydınlık olsun.
Açın ellerinizi, gökyüzü ile ufuk noktasının birleştiği o çizgide dans eden bir akrobat olduğunuzu hayal edin! Aman ha, sakın düşmeyin!
Gözünüzü almasın güneşin muhteşem parlaklığı. Bazen kandırıcı olabiliyor o aydınlıklar. Aydınlık gösterip kendisini, zifiri karanlığa çekebiliyor bazen. Küçücük bir papatyanın, rüzgarlı bir günde sarıldığı gibi sarılın o çizgiye...
Dikkat!
İlahiyat hatta medrese okuyan kardeşler Allah aşkına biliyorum havasına kapılıp da size soru soran 'herkese' 'hemen' cevap verme yanlışına düşmeyin, bildiğimizi zannettiğimiz bir şey dahi olsa tahkik etmek gerekir, koskoca ulema böyle yapagelmişlerdir.
Sonra Efendimiz 'Sizden fetva vermeye en iştiyaklı olan ateşe en yakın olanınızdır' buyurur.
Aman dikkat hakka girip de hesabını veremeyeceğimiz yükleri almayalım üzerimize.