Çünkü aşkla ölüm arasındaki en büyük benzerlik, her zaman sözü edilen muğlak benzerlikler değil, her ikisinin de bizi gerçekliğini kavrayamamaktan, elimizden kaçırmaktan korktuğumuz kişiliğin sırrını daha derinlemesine sorgulamaya itmeleridir. Swann'ın aşkı da öylesine ilerlemiş bir hastalıktı, Swann'ın bütün alışkanlıklarına, hareketlerine, düşüncelerine, sağlığına, uykusuna, hayatına, hatta ölümden sonrası için arzuladıklarına öylesine nüfuz etmişti, Swann'la öylesine bir bütün teşkil ediyordu ki, Swann'ın kendisini de paramparça etmeden bu aşkı ondan söküp atmak mümkün değildi; cerrahi terimle, aşkı artık ameliyat edilemez hale gelmişti.
İzahı olmayan Şeylerin Mizahı
-Bak sen bir Bag-Kur'lu, SSK’li olarak devlet hastanesine gidip ameliyat olamazsin. Once doktorun muayenehanesine gider para odersin. Sonra adam, devletin hastanesinde senin tahlillerini yaptirtir. Sonra hastanede devletin imkânlarlyla ameliyat eder, devletten maaşını alir, sen yine muayenehanesine gider, "biçak parası" adı altinda rüsvet verirsin. -“Bıçak parası” sanki kasap gibi. Korkunç bir ad. . . Erhan: Basinda ikide bir Anadolu'da saglik taramasi haberleri görürsün. Bunları ilaç firmalari finanse eder ve devletin doktorlari taramayı yapar. Yalniz ilginçtir, bu saglik taramalari genelde hep iki alanda olur. Tansiyon ve diyabet hastalarını tespit etmek için.ikisinin de ortak özelliği nedir bilir misin? -Hayır. -Tedavisi yoktur. Hastayı tespit ettiğin an ömür boyu ilaç kullanmak zorundadır. İlaç parasını da devlet ödeyeceği için sağlık taramalarını hep bu iki alanda yaparlar. -Vay be. . . -Ağabey, Türkiye deki sağlık çürümesinin nedeni Yunanlılar! -Nasıl yani? -Ağabey doktorlara Hipokrat yemini ettiriyoruz. Bizimkiler Allah’ın Yunanlısının yeminini niye tutsun.
Sayfa 125 - Elma yayıneviKitabı okudu
Reklam
Cool :))
İnsanın yininde "ameliyat" yapmak için onu bayıltmak gerekir. . Ruhunda yapmak için ayıltmak.
"Kapı çok hassas, ayakkabıdaki çiviye çalıyor" diye açıkladı. Genç gardiyandan uzaklaşıp uzun bir koridora girerken, "Ne kadar sıkı güvenlik önlemleri var" diye söylendim. "Hepsi göstermelik" dedi avukat Caner. "İçerisi cephanelik gibi. Silahtan cep telefonuna, uyuşturucudan, ameliyat aletlerine kadar ne istersen var. Üstelik hepsinin en kalitelisi..." "Nasıl oluyor bu Caner Bey?" dedim şaşkınlıkla. "Burası devletin cezaevi değil mi?" "Oluyor işte Selim Bey, oluyor. Burada oluyor, burası Türkiye."
Sayfa 287Kitabı okudu
GÖRMEDİĞİMİZ BÂTINÎ-İÇ DÜNYAMIZ...
- "(...)Vücudumuzu ele alalım. İçini göremiyoruz, gizli. Severek yediğimiz yemekler, meyveler birkaç saat sonra ne oluyor? Hangi hâllerden geçip ne şekle giriyorlar? Farkında değiliz, görmüyoruz; bu ne büyük nimettir! Ameliyat edilen bir yerdeki hücreler, nasıl çalışıp bir ordu gibi orasını tamir edip yepyeni yapıyorlar. Onların faaliyetlerini, midemizi, kalbimizi, beynimizi, mesane vs. yerlerimizi hep çalışırken, devamlı görseydik, ne yapardık? Bunların hepsi gizli nimetlerdir..."
Sayfa 78 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Bazen Görmemekte Nimettir, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Başından sonuna kadar içinde yaşadığım zamanın erdemlerini ameliyat masasına yatırmaya çalıştım.
Reklam
Neden bilmem, şairlere, aşıklara yürek kanırtıcı ilhamlar veren dolunay bana bir ameliyat masası ışığı gibi gelir hep.
Ameliyat ..
Onların da ayrı bir sözlüğü var. İşkenceye ‘operasyon’ diyorlar. İşkenceden sonra yaptıkla­rı bakıma da ‘ameliyat’. Falakada tabanların de­rileri yırtılınca makasla kesiyorlar deriyi. Bu ‘ameliyat’ oluyor.
Sayfa 208 - Can Yayınları 2. Baskı 1986Kitabı okudu
Rakip şempanzelerin kavgalardan sonra birbirlerini öpüp kucakladığını biliyordum. Ancak, bir veteriner ameliyat masasında yatan maymuna yüzlerce dikiş atarken, az önce onunla kavga eden maymunun ameliyat boyunca diğerinin elini bırakmaması beni oldukça şaşırtmıştı.
Sayfa 75 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Dr. Göksel Kalaycı-11 Kasım 2005 Altmış altı yaşındaydı. Önce genel cerrahi, sonra göğüs cerrahisi ihtisası yapmış, profesör olmuştu. Ameliyat ettiği hastası, "Ben ölürsem sen de öleceksin!" diye tehdit etti. Hastanın yakını tarafından, yıllarını verdiği İstanbul Tıp Fakültesi'nin bahçesinde vuruldu. 11 Kasım 2005 günü hayatını kaybetti. Düşünsenize, hocam akciğer nakilleri yapıyor. Bu işte son derece başarılı. Öldürüldüğü yerde on boş kovan bulunuyor, katil yedisini tutturmuş. Yine hasta yakını, kine bakın! Doktorun, aynı zamanda cinayetten birkaç saat önce akciğer kanserinden ölen bir hastanın yakınları tarafından tartaklandığı öğreniliyor. Bu olay üzerine Kalaycı tehlikeyi sezmiş olacak ki, asistanına, "İkimizi de öldürecekler," diyor ve karakola giderek ihbarda bulunuyor. Ancak güvenliği sağlanamadan, daha karakol dönüşü vuruluyor.
Sayfa 187Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.