Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Durdum ve bu sessizliği içime çektim, tuhaf geliyordu bu sessizlik bana, çünkü gerisinde gize, şehvete ve tehlikeye benzeyen bir uğultu vardı. Bu sessizliğin bir yalan olduğunu, bu sokağın kasvetli buğusunun altında dünyanın kokuşmuşluğunun ışıldadığını kesin bir biçimde seziyordum.
Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediğini, ama yine de her şeyin bana ait olduğunu hissediyordum.
Reklam
"Tarihin akışı zorlanmaktan hoşlanmaz, kahramanlarını kendisi seçer. Ne kadar zorlasalar da davetsiz gelenleri hiç acımadan geri çevirir. Kaderin arabasından düşen olursa onu artık geri çekmemek gerekir."
Gökyüzü ışıl ışıldı. İçinde bembeyaz dolaşan yıldızlara oranla karanlıktı, ama yine de ışıl ışıldı; sanki orada bir kadife perde müthiş bir ışığı örtüyordu, ışıldayan yıldızlar sanki yalnızca çatılardaki delikler ver çatlaklardılar ve aralarından o tanımlaması olanaksız aydınlık parıldıyordu.
Gizemli, psikolojik şeylerin benim üzerimde adeta ürkütücü bir gücü vardır, ipuçlarını bulmak için neler vermem ki; tuhaf insanların yalnızca varlıkları bile onları tanımak için yanıp tutuşmama yeter, tıpkı bir kadının bir şeyi elde etmek için yanıp tutuşması gibi.
İnsan gençken yalnızca başkalarının hastalanıp öleceğini düşünür.
Reklam
Odaya yavaş yavaş akşam doldu, ama o akşamı hissetmedi.Çünkü akşam ağırdan alır.Öğla zamanı gibi küstahça pencereden içeri bakmaz, duvarlardan karanlık sular gibi fışkırır,tavanı boşluğa doğru kaldırır,her şeyi yavaş yavaş alıp sessiz sularının içine karıştırır.
Aşk
Sanki Crescenz'in bütün özsuları ve enerjisi, büyülü bir şişe içinde imişçesine iyice çalkalanmıştı, şimdi tutkuları varlığının derinlerinde birikmiş bir çözelti gibi yerinden oynayıp yükseliyor ve bütün hareketlerini etkiliyordu.
Oda boştu, havasız gibiydi, kendisini hiç kimsenin istemediği bu yalnızlık içinde o da kendisini bomboş hissediyordu, boş, yararsız, tükenmiş ve yıpranmış; neden burada olduğunu ve neden buraya geldiğini anımsaması için biraz zaman geçmesi gerekiyordu. Günden ne bekliyordu ki titrek, ağır adımlarıyla sessizliği durmadan kat eden saatine böyle huzursuzluk içinde bakıyordu?
Sayfa 8 - Can Yayınları
İçinde yavaş yavaş bir nefret kabardı, çünkü oğlana bütün bunları kazandıran kendisinin mutsuzluğuydu, yalnızlığıydı; çünkü oğlan sağlıklıydı, kendisi öfkesi ve kırgınlığı yüzünden gitgide daha az yemek yerken, kilo verip güçsüz düşerken oğlan keyifle tıkınıyordu. Bu yontulmamış herif, onun âşığı olmasını artık çok doğal karşılıyor, sahip olduğu şeyin verdiği tembellikle halinden hoşnut olarak yan gelip yatıyordu; sahip olduğu armağanın heyecanını hissedecek yerde ruhsuzlaşıp miskinleşiyordu; mutsuzluk ve utançtan yanan kadınsa oğlanın o iğrenç mutluluğundan, köylülere has para hırsından ve sefil gururundan nefret ediyordu.
Sayfa 17 - Can Yayınları
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.