Muhammed Nurullah Yiğit
@amphetazolam
Edebiyat & Tarih
Mersin
20 kütüphaneci puanı
2444 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Mahvolurlar o nurun, o ışığın içinde,
Yalan sözün mahvolduğu gibi doğruluk içinde.
Gerçi bu benlik sana tatlı geliyor,
Ama acılığı zehirlere zehir katıyor.
Ta ki tatlansın ateşle yiyeceği,
Yok et o varlık için bu benliği.
Okur Takip Önerileri
Böyle bir cehennem ateşi yeter sana;
Ben, o berzahı nasıl anlatayım sana?
Git, önceden olduğun yere,
Neden duman içindesin bu yerde?
Bu tarafta, gurbette ne kadar kalacaksın?
Şunu iyi bil ki suretin güzelliği kendinden değildir;
Çünkü manasız suretler istenilen, aranan değildir.
Kadehsiz nasıl içilir şarap?
Hiç kimse dinlememiştir çalgıcısız rebap?
Çalgıcılar, defsiz, nağmesiz şarkı söylerler;
Âşıklar, ayaksız, başsız secde ederler.
Gidelim yeri olmayan yere,
Zıddın ve benzerin sığmadığı yere.
Padişahlarla saltanattan, padişahlıktan konuş,
Dilencilerle ise ekmek diliminden konuş
Biz ve ben sığmaz böyle bir toplulukta;
Ben nedir kerem sahibi güzelin yanında?
Aşk meclisi canın içindedir;
Can âşıklarının sakisi sevgilidir.
Kalmasın diye bizim aramızda ikilik,
Yok olsun [diye] bu benlik ve o senlik.
Biri hâlsiz damla gibi düşmüş toprağa,
[Biri] tembellikten koymuş başını yastığa.