Vahdet-i vücud anlayışında "birlik" bilgi ve düşüncededir. Salik gerçek varlığın bir tane olduğunu, onunda Hakk ve Hakk'ın tecellilerinden ibaret bulunduğunu bilir. Hakk'ın dışında hiçbir şeyin hakiki bir vücudu olmadığına inanır. Ancak bu bilgi ve inanış, bir nazariye ve akli istidalle elde edilen sonuç olmayıp riyazat ve manevi yükseliş sayesinde ruhi tecrübe ile elde edilir. Bunun manevi ve ruhi tecrübe dışında başka bir yolla bilmenin bir değeri yoktur.
Aşk kelimesinin aslı "ışk" tır. Işk sarmaşık demektir. Sarmaşık nasıl sarıldığı yeri istila ederse, aşk da girdiği kalbi ve vücudu öylece istila ettiğinden, şiddetli sevgiye "aşk" denmiştir.
İslam şeriatının emrettiği ve yasakladığı hususlar zahiri ve batıni olmak üzere, iki noktada toplanabilir. Bunlardan namaz, oruç, hac, zekât, dille ikrar ve benzerleri zahiri oranlarla yapılması istenen emirler, zina, içki, küfür kelimesi ve benzerleride yapılmaması istenen yasaklardır. İslam'ın ilahi yakınlığa vesile saydığı ameller ise batın ve kalble ilgili olan iman, tasdik, teslimiyet, sabır, şükür, rıza, tevekkül gibi manevi emirlerdir. Manevi yakınlığı gölgeleyen fiiller yine kalble alakalıdır. Sabırsızlık, kibir, ucb, riya ve nimetleri küçümseme gibi.