Bir şeyi kaybedeceğimizi anlayınca, sevmeye başlarız. ~ K. G. Chesterton ~
En güvendiğin insanların, Bir yanılgıdan ibaret olduğunu anlayınca, Köşene çekilirsin. -Charles Bukowski -
Charles Bukowski
Charles Bukowski
Reklam
İnsanları sevemeyeceğimi anlayınca uzaklara gittim, kimse beni bulamasın diye, onlar da beni cildiye aldılar gelmediler.
En güvendiğin insanların, bir yanılgıdan ibaret olduğunu anlayınca, köşene çekilirsin. Bukowski
Yaşamaya devam etmek zorundayım. Kulağa çocukça gelebilir ama artık boyun eğemem, dünyayla savaşmam lazım. İnsanlarla tartışmayan, kimseden nefret etmeyen, güzel fakat hüzünlü bir şekilde hayatını harcayan son insan annem olacak. Bundan sonraki hayatta öyle birisi olmayacak. Ölen insan güzeldir; ama yaşamak ve hayatta kalmak çok çirkin, kan kokan, kirli bir iştir. Bedenimin çukur kazan gebe bir yılana benzediğini hayal ettim. Fakat kabullenemediğim bir şey var ki isterlerse kınasınlar: Hayatta kalıp isteklerimi yerine getirmem ve bunun için de dünyayla savaşmam lazım. Annemin geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini anlayınca romantik hislerim ve duygusallığım gitgide azalmaya başladı. Kendimi sinsi ve şeytani bir varlığa dönüşürken buldum âdeta.
Vallahi şu yeryüzünde hiçbir sevinç hiçbir nimet Rabbimin kelamından bir harfi, bir kelimeyi bir cümleyi anlamak kadar güzel değil.. Bir cümleyi anlayınca bile yüreğim sevinçle doluyorken bide bütün kitabı anlarsam ne yaparım bilmiyorum.. Rabbim kitabını anlamadan, onunla amel etmeden ve Rasulüne tamamen tabi olmadan ömrümü bitirme..
Reklam
Onun için aslında o kadar da değerli olmadığını anlayınca kızlar
Dilde Tasfiyecilik ile “Türkçe değildir lisanımızdan ihraç edelim” diyen zamanın dil uleması ! Yanlışa saplandıklarını anlayınca bu defa “yeryüzünde ki bütün diller Türkçeden neş’et etmiştir” (güneş dil nazariyesi) demişlerdir.
07 Mayıs 1951'de TBMM'de Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun maddesi üzerinde konuşurken Sait Bilgiç, Hâmit Şevket İnce'nin 1944'te Atsız'ın vekâletini üstlendiğini, fakat “tek parti devri içinde vâki bir işaret üzerine vekâlet vazifesini" terk ettiğini belirtince İnce söz alır ve Atsız'ı "Hitlerizme tâbi adam" ifadesiyle suçlar; bir komşusunun uyarısı üzerine onun "Sarhoşlar Gecesi" adlı kitabını okuduğunu ve bu sebeple, Atsız'ın "Hitler'in peşinde, Hitlerizmci olduğunu yani ırkçı olduğunu anlayınca" vekâleti bıraktığını ileri sürer (Küçükalcan 2016b: 52-53). Bunun üzerine Atsız da Orkun dergisinin 25 Mayıs 1951 tarihli 34. sayısında “Yalan” başlıklı bir yazı yazarak Hâmit Şevket'in, “Çankaya'nın emri” ile vekâletini bıraktığını belirtir. Atsız'ın "Yalan" başlıklı yazısı üzerine savcılık harekete geçmiş ve “Cumhurbaşkanının ve hükümetin manevi şahsiyetini tahkir” iddiasıyla Atsız aleyhine bir kamu davası açmıştır (Cumhuriyet gazetesi, 12.06.1951; Akgöz 2016: 204'ten).
belki de hayat, yanlış anlayınca güzeldi. sadece yanlış anlayınca. ama her şeyi...
Reklam
Cesetlerin üzerinde uzun süren mücadeleden sonra, Rus askerleri tutunamayacaklarını anlayınca, kaçmaya başladılar. Kaçanları kurşunla, yetişebildiklerini süngü ile yere seriyorlardı.
Sayfa 15 - ötükenKitabı okuyor
72 syf.
5/10 puan verdi
Eh işte
Gizli bir tarikat öyküsü ile başlayınca ilgi çekici geldi ama sonra öykülerden derleme olduğunu anlayınca heyecanımı kaybettim. Gizli tarikattan bir anda iglosuyla bir eskimonun kahramanlık hikayesine, ordan terkedilmiş nir kulübede karşılaşan 3 insana, ordan da Rus işgalinde kabilesini savunan bir adamın öyküsüne geçiş yapıyorsunuz. İlk öykü devam etseydi daha güzel olabilirdi.
Midas'ın Müritleri
Midas'ın MüritleriJack London · Zeplin Kitap · 2019701 okunma
Şüphesiz annemin güzel yüzü, şefkatle ellerimi tuttuğu, gözyaşlarımı dindirmeye çalıştığı o gece, hâlâ gençliğin ışıltısıyla parlıyordu; ama ben böyle olmaması gerektiğini düşünüyordum, annem kızsa, öfkesi çocukluğumda alışık olmadığım bu yeni şefkat kadar üzücü olmazdı benim için, inançsız elimle annemin ruhuna gizlice ilk kırışıklığı, ilk beyaz saçı yerleştirmişim gibi geliyordu bana. Bunu düşününce hıçkırıklarım iyice arttı ve o zaman, karşımda asla acıma duygusuna kendini bırakmayan annemin benim kederime ansızın yenildiği ni, gözyaşlarını tutmaya çabaladığını gördüm. Benim bunu fark ettiğimi anlayınca, gülerek, "Gördün mü minik civcivim, küçük kanaryam, böyle devam edersen anneni de kendin gibi aptala döndüreceksin.
Sayfa 44
Belki de hayat, yanlış anlayınca güzeldi. Sadece yanlış anlayınca. Ama her şeyi...
Sayfa 280 - Doğan kitapKitabı okuyor
İnsan kendini bilmeye, etrafını saran boşluğu fark ettiği an başlar. Adını koyamadığı bu boşluğa tırnaklarını geçirir. Onu eksiltemediğini , yok edemediğini anlayınca direnmekten vazgeçer ve çevresini eşyalarla , türlü uğraşlarla , ilimle,sanatla doldurmaya çabalar. Bir süre sonra anlar ki bunca şeye rağmen başını döndüren boşluk aslında dışında değil , içindedir.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.