Hani bazen durup dururken ansızın bir sevinç sarar ya içimizi; derinden çok derinden bir an için de olsa yaşadığımıza memnun olur, yarına umutla bakarız ya! O an bize bütün kötülükleri, acıları unutturuverir. Kendimizi bir çocuk kadar kaygılardan uzak hissederiz. İşte sen o ansın benim için. En güçlü, en mutlu olduğum ansın. En harikulade ansın anlıyor musun?
Sayfa 231 - Mihriban'a Mektuplar - Yağmur AltındaKitabı okuyor
-Sanırım sana âşık oluyorum ve bu ilk kez oluyor, anlıyor musun? -Daha önce âşık olmadıysan bunun aşk olduğunu nereden biliyorsun? -Çünkü hissediyorum.
Reklam
Güzel sevmiş...
Yokluğunun ne korkunç bir karanlık getireceğini anlıyor musun ? Nasıl her şeyin rengi yine birdenbire değişecek ? Mutluluktan yana ne getirmişsen hepsini bir bir acımadan geri götüreceksin. Ardında taş taş üstüne kalmayacak, çiçekler açmayacak, kuşlar ötmeyecek.
Ne kadar değil, nasıl..!?
" Onunla birlikte geçen yedi yıl, ömre bedeldi. Anlıyor musun? Önceki ve sonraki yılların hepsini alıp o yedi yılın karşısındaki kefeye koysan hiç şansları olmazdı. Zaman böyle bir şey, değil mi? Aynı kalmıyor. Bazı günler, bazı yıllar bomboş. Hiçbir anlamları yok. Dalgasız deniz gibiler. Derken bir yıl hatta bir gün, bir öğleden sonra yaşıyorsun. İçinde her şey var. Bir ömre bedel oluyor. "
Sayfa 290 - Domingo Yayıncılık
Maddi, insancıl bağlara pek öyle dört elle sarılma. Vefanı, ateşini daha yüce, daha değerli amaçlar için sakla. Sudan amaçlar, geçici ölümlü şeyler için harcama kendini. Anlıyor musun, Jane?
Sayfa 542 - Can Yayınları Klasik EdebiyatKitabı okuyor
Reklam
Türk sinemasında…
Akıl ve mantık dışı hikâyelere de çok rastlanırdı. Hatta bunlar Türk sinemasının “hususiyetiydi” bile denebilir. Adam bir başka adamla konuşurken “tesadüfen” gördüğü karısının iffetinden derhal şüphe ederek sorgusuz sualsiz terk edebilir ya da ölümcül bir hastalığa yakalanan kadın, sevdiği adamı üzmemek için kendinden nefret ettirmek isteyebilir, karşısına geçip kahkaha atarak “Seni sevmiyorum işte, seninle gönül eğlendirdim, eğlendim anlıyor musun?” diyebilirdi.
Sayfa 154 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Bir insanın bir insana ne kadar ihtiyacı olabilir bilmiyorsun , kaç ton basıyor insan yüreği bilmiyorsun değil mi? nefes almadan nasıl yaşanılır bilmiyorsun işte o da ne kadar yaşamak denilirse . uykusunda ağlar mı insan? bilmiyorsun değil mi anlamıyorsun beni nefesini kesen ile soluklanmak ister mi insan ? anlıyorum de bana n'olur ver bana beni geri tıka basa sığdırdığım için gözlerimden süzülmesin diye geçecek diye diye ne kadar sakladım bilmiyorsun anlatamıyorum ya yazıklar olsun altı üstüne düşman bilincim , anlıyor musun ? ben de anlamıyorum biliyor musun ? bilmiyorsun hiçbir şey bilmiyorsun
Gün gelecek, insanlar da telsizle yönetilecekler, tıpkı şimdiki otomatlar gibi. Anlıyor musun, büyük, küçük herkes radyo dalgalarıyla yönlendirilecek. Bu konuda deneylere başlandı bile. İnsanlığın yüksek çıkarları için çalışan bilim çok önemli sonuçlar, çok önemli veriler elde etmiş bulunuyor...
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.