Annem odaya girince bir annenin karanlıkta nasıl göründüğünü görmek için hafifçe gözlerimi araladım.Yüzü ve ışıksız odada daha da koyulaşan siyah kıyafeti görünmüyordu. Bu çok tuhaf çünkü karanlıkta her şeyin zaten siyah olduğunu sanıyordum. Oysa anneler karanlıkta daha da siyah gözüküyorlar. Belki onlar da kediler gibi karanlıkta görüyorlardır. Böylece tehlikede olan çocuklarını bulabilirler. Eğer öyleyse ben de anne olabilirim. "Anne karanlıkta beni bulabilir misin?" Annem yanıma oturdu saçlarımı okşadı. Karanlıkta göremiyorum Mafalda, yine de seni bulacağımdan eminim. Ama şimdi ışıkları kapatma zamanı çünkü çok geç oldu.Üzerime doğru eğilerek bana iyi geceler öpücüğü verdi. Saçları tıpkı pamuk şekeri gibi hafifçe yastığa dokunuyordu. Tabi pembe değil siyah pamuk şekeri gibi. Gidene kadar ellerimi saçlarından ayırmadım. Saçları yumuşacıktı. Anneme kendi karanlığımdan bahsettiğimi söylemedim. O, yine de beni bulur.
Anneler okumalı, okuyamazlarsa dinlemeli, mutlu bir hamilelik yaşamalıdır. Başta devlet olmak üzere, eşler anne adayına her türlü hizmeti sunmalıdır. Anne adayı üzüntü, sıkıntı, stres yaşama- malı; başta eşi, anne babası, kayınpeder ve kayınvalidesi tarafından el üstünde tutulmalıdır. Ondan asla iş yapmasını istememeliyiz, 9 ay sultan olmalı, herkes ona hizmet etmelidir. Çocuğun öz güveni ana rahminde başlar. Anne adayı iyi beslenmeli ki sütü kaliteli olsun. Doğumdan sonra da ısırgan otu, ayva ve armut gibi süt artırıcı besinler almalıdır. Çocuk doğduktan 6 saat sonra beyni algılamaya başlar. Sevildiğini hissederse beyni çalışmaya başlar. Çocuğa doğru mesajlar verilmezse ruhsal sıkıntılar oluşur. Ana baba ve öğretmenler doğru mesaj vermeyi sanat haline getirmelidir.
Sayfa 152 - BkyKitabı okuyor
Reklam
Bitiriyorum burada Boğazımda patlamamış bir çığlık Bağırmak, ağlamak yok artık Uzun bir şiirin dizelerini bir bir yaşadım Uzun bir şiir oldu hayatım Ben niye kimselerin ağlamadığı yerlerde ağladım? Kopardığım çiçeklerden niye hep kan fışkırdı? Ben sokağa çıktığımda kapılar kapanır, Anneler içeri çekerlerdi çocuklarını Irmak aktı denize, yaprak toprağa düştü Bana çakıl taşları, bana kuru dallar kaldı.
Sayfa 82 - uzun bir şiirin son dizeleri
Ne yaparsanız çaresiz Kendinizden sonraya kalmayacaksınız Zaman yenecek sizi O telaşsız bilge, o silahsız güç Silecek yüzünüzden kibrinizi Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak Öldüğünüz gün unutulacaksınız Yıkıntılar kalacak ardınızda yalnız Yaşarken, korkunun ağır gölgesiyle Örtüp sakladığınız Sindirip susturduğunuz İncinmiş onurlar bunalmış öfkeler Düşler ve acılardan oluşmuş Yıkıntılar kalacak. Babasız çocuklak irkilecek evlerde Oğulsuz anneler, erkeksiz kadınlar, Açık yaralardan bir ayaz gibi Geçtikçe adınız acılı konuşmalarda Soğuk bir ürperti gezinecek Evlerin camlarında Mezarlara hapislere uzanan Yaralı tarihinde bir ince düşüncenin -Bir güzel ülkenin, o iyi insanların- Kötülük simgesi olarak kalacaksınız.
240 syf.
·
Not rated
Bayıldım, bayıldım, ba-yıl-dım! İlk defa Burhan Cahit Morkaya okudum ve çok sevdim. Kendisi yarattığı karakterler ve yaşantılarıyla bir nesle rol model olmuş. Takdire şayan. Kızını yalnız büyütmek zorunda kalan bir annenin yerine kendimi koymak, empati yapmak bile çok zor geldi bana ama bunu yaşayan ve layığıyla başaran anneler olduğunu biliyorum ve çok saygı duyuyorum. Ayten de kızı Ayten'i yalnız büyütmek zorunda kalmış. Ama o nasıl azimle ve mükemmelliyetçi büyütmektir. Evlat Ayten'in anlatıldığı her satırda hayran kaldım. Anneliğimi sorguladım, evlatlığımı sorguladım, ders çıkardım, hayıflandım, imrendim. Tam bir Cumhuriyet çocuğu sonrasında da Cumhuriyet kadını olmuş. Öyle tatlı bir anlatış ki hayran olmamanız imkansız. Gözümde canlanan kız çocuğunun ışığı uzun bir süre beni aydınlatmaya devam edecek, eminim.️ Morkaya hayranlığı arşa çıkarmak için her konuda kusursuz bir karakter yaratmış. Saygılı, terbiyeli, seviyeli, ahlâklı, dostluk bilen, sporcu, sanatçı, eğlenceli bir karaktere nasıl hayran olunmaz ki. Ben çok keyif alarak okudum. Kızıl Serap'ı da en yakın zamanda okuyacağım. Kitapla kalın.
Ayten
AytenBurhan Cahit Morkaya · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202444 okunma
Anneler, çocukları için "Ne çekiyorum şunlardan bilemezsiniz; çok yaramazlar!" gibi cümleler kurup dururlar, ve herkes de onlara inanır; halbuki bir çocuğun kendisini tehlikeye atması ve yetişkinler tarafından yaramazlık olarak değerlendirilen birçok şey, çocuğun hayatta kalabilmek için icat etmeye mecbur olduğu oyunlardır. Çocuğumuzda büyümek, çoğalmak, kendisini gerçekleştirmek isteyen, kendisine özgü anlage'yi desteklemezsek, onu öldürmek istersek, çocuk da kendi kendisine karşı yıkıcı ve engelleyici bir kuvvet oluşturur, büyümek, çoğalmak istemez, kendisinin ne kadar güzel olduğunu idrak etmek, bu güzelliği gerçekleştirmek istemez
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.