Kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor. Her an belirti­Ien bir öğretiye, bizler hep hazırlanıyoruz. Neye?
Bu romanlar, yaşadığımız dünyayla ne kadar bağdaşıyor.
Reklam
Ailemizde bir gelenek var. Ölülerimizi gömdükten sonra, me­zarlarını yaptırmıyoruz. Hiçbirimiz de mezarlığa uğramıyoruz. Ölüm kesin bir sınır olmadığı için mi?
Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürme­yi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, ya­şanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.
"Bir gün uzak dünyaları ben de tanıyacağım"
Reklam
Belki de insanların birbirlerine duygularını salt anlatmaları olanaksız. Ben çok açık konuşmaya çalışıyorum. Sonsuz bir bağımsızlık, sonsuz bir özgürlük duyduğum için. Bu duygularım, zamanları da, ülkeleri de, kentleri de aşıyor .
SARI VE PUSLU
Elimde bir gazete kesiği. Beş yıl önce ölmüş bir insanın resmi. Beyaz gömlek giymiş. Yakası açık. Bir elinin duruşunu çok iyi biliyorum. Titreyen, nereye koyacağını bilemediği, terleyen eli. Öteki eli kâğıdın gerisinde yitmiş. O eli tanımıyorum. Gözlerindeki bakış canlı mı, ya da yaklaştığı ölümün izlerini mi taşıyor? Fotoğrafın ne zaman çekildiğini bilemiyorum, ama bugün, onunla ilişkimizden on altı yıl sonra, onun gözlerinde, yaklaştığı ölümün izlerini sezinliyorum.
[ANLATI VE GÜNLÜK PARÇALARI] +2
Sıska bedenimden deriler sarktığında izin isteyeceğim. Ölmek için köyüme döneceğim, diyeceğim. Burada ölemez misin? diyecek. Burada ölecek yer yok, diyeceğim. Sonra siz beni yakarsınız. Ya küller arasında uyanıp, gövdemi arayıp, yalnız külleri görürsem? Oysa toprak içinde bir süre daha kollarım, bacaklarım ve tüm bedenimle birlikte olabileceğim. Belki ölüme alışana dek. Ölüm içinde ölümü unutana dek.
BATI GÜNLÜĞÜ
Uzun zamanım kalmadı. Önümde kalan zaman benim zamanım, benim can sıkıntım, benim Hiç'im, ama benim olacak. Kırk yıldır düşündüğüm halde, düşürmeye zamanım olmadığı duygusundayım. Varoluşumuzun en ilginç yanı bu düşünsel oyun. Acı, sevgi, kurtuluş, yalnızlık, mutluluk, kin, ölüm, ağaç, dağ, deniz, çocuk, adam, gece, sabah, evlerin duvarları, dünya, dünyayı saran boşluk, sonsuzluk, hepsi düşüncede oluşuyor. Hayır, "Cogito ergo sum" demeyeceğim. Peki ne diyeceğim? "Varım, öyleyse düşünüyorum."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.