Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kur'an'ın anlamıyla buluşmak isteyen biri maksadı asla göz ardı edemez. Sadece tekil ayetlerin lafız ve anlamlarından yola çıkılarak Kur'an'ın anlamıyla buluşulamaz.
Reklam
İslam'ı çağa uydurma veya uyarlama gibi bir derdimiz yoktur. Fakat Allahın diniyle yaşanan hayat arasında bağ kurmak gibi bir derdimiz vardır. Din ile hayatı karşı karşı ya getirmemek gibi bir derdimiz vardır. Akıl ile vahyi birbirinden koparmamak gibi bir derdimiz vardır? Bu dert benim kişisel derdim değildir. Bu dert bu ümmetin derdidir. İslam Allah'ın dinidir, babamızın tapulu malı değil. İnsanlık Allah'ın kullarıdır, bizim kullarımız değil. Kur'an insanlığa gönderilmiş bir hidayettir, kapı kulu edindiğimiz cemaate özel rehber değil. Kur'an'ın öngördüğü dindarlığın en bariz vasfı sürdürülebilirliktir. İslam her çağda sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dindir. Onu yaşanamaz eden, onu bir zaman ve mekânda donduran ve taşlaştıran zihniyettir.
Kişi önemsediğine emek verir.Allah Rasulü de Kur'an'a emek vermiştir. Onun "Bu vahiydir" dedikleri dışında risalet misyonuyla söylediği her söz, Kur'an'dan anladıklarıdır. Bu nedenle her gerçek 'hadis'in Kur'an'da bir aslı olmak zorundadır. Zira Hz. Rasul'ün tek kaynağı Kur'andır. O, vahiy inmeden önce kitap nedir iman nedir bilmeyen biridir. Duha suresinde buyurulduğu gibi, Allah onu yolunu şaşırmış (dâllen) bir halde bulup hidayete erdirmiştir. Rasul olmadan önce yaşadığı toplumda hiçbir dini sıfat taşımamış, hiçbir dinî iddiada bulunmamıştır.
Allah hem insanın hidayeti için iç dünyasına akıl, irade ve vicdan yerleştirsin, hem de dış dünyasında peygamberler ve vahiyler göndersin, ondan sonra da tutsun insanı saptırsın... Bu Allah'a iftiradır. Kulun sapması Allah'ın tercihi değildir. Allah'ın tercihi kulun hidayetidir. Fakat hidayet de dalalet de kulun kendi seçimine bağlıdır. Kul hangisini seçerse, Allah onu tercihiyle baş başa bırakmaktadır.
Nasıl ki el, ayak, baş ve dil gibi tek tek organların insana özgü fonksiyonları yerine getirmesi mümkün değilse ve bütün bu organlarla birlikte insana insan deniyorsa, aynı şekilde din de parçalar halinde değerlendirildiğinde kendine ait işlevlerini ifa edemez. Dolayısıyla şer'i bir hüküm elde edilmek istendiğinde, bu hükmün tekil deliller yerine dinin bütününden çıkarılması gerekmektedir.
Reklam
Geçmişe önem vermek daha hızlı sıçramak için geriye gerilmektir ciddi çıkışlar geçmişi ve geleceği ciddiye alan insanların işidir geçmişte gelecekte Hayat adını verdiğimiz bu sıratın bir parçasıdır bitki insanlar ise Köksüz ve temelsiz bilgilere değil sağlam kaynaklara dayalı bir sağlıklı bilgilerle yetişir
Sayfa 163Kitabı okudu
İslam tarihinde her türlü anlayışa bol bol örnek ve bulmak mümkün tarihten örnek bulmuş olmak bir davranışı meşrulaştırmaya yetmiyor asıl olan meşru örnekleri almaktır tarihimiz yalnız hainlerden ahmaklardan cahillerden zalimlerden ve zelillerden müthiş şekil değildir Bu tarihin nedeni çizgisini temsil eden Sadıklar şehitlerle Mücahit ve müttaki alimler İzzet ve ölmeyi zillette yaşamayı tercih eden Asil insanlar da vardır
Sayfa 162Kitabı okudu
Belki fırkaların kurucusu olduğu söylenen insanlar bile kurdukları varsayılan hizipleri tanıyamamış iyi niyetle çıktıkları yolun nasıl çarpıtıldığını görüp kendileri bile şaşırmışlardı aynı ekolin insanları birbirlerine Hatta ekolün kurucusunu bile tekfir etmekten çekinmemiştir
Sayfa 160Kitabı okudu
Kur'an insan vicdanını iki uç tavır arasında sürekli gerilim halinde tutar. Bu tavırlardan biri insanı Allah karşısında tamamen güçsüz görüp içine düşülebilecek aşırı ümitsizlik; diğeri ise insanı başına buyruk sanıp öznel isteklerini ahlaki buyruk yerine ikame şeklindeki isyan tavrıdır. Kuran muhatabını bu iki uç tavrın oluşturduğu ahlaki sınırlar arasında gerilim halinde tutar ki, nihilist uçlara gitmesini engellesin ve ona en yüksek ahlaki yaratıcılık düzeyini kazandırsın.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.