"Bu tarz insanlar Batı medeniyeti nedir bilmezler. Nereden baksan, şehirli bile sayılmazlar. İşte o yüzden Menderes' e tapıyorlar," derdi hafifçe dudaklarını büzüştürerek. "O adam yüzünden ne kadar cahil cühela varsa tepemize çıktı. Halbuki hiç medeni insanla medeni olmayan bir mi? Kendilerini bizden üstün görmeye başladılar çünkü biliyorlar ki arkalarında hükümet var, koskoca devlet var. Taşradan gelip güçlü adam oldular, şimdi o gücü kaybedecekler diye ödleri kopuyor. Geldikleri yere geri dönmemek için her türlü ahlaksızlığa, vicdansızlığa göz yumar bunlar." Şahika Hanım, Mustafa Kemal Paşa'nın partisinin ı·n sadık savunucusuydu. Her ne kadar İsmet Paşa'ya biraz kırgınsa da -"Son zamanlarında Atamıza çok ayıp etti," diye sitemle bahsederdi- böyle fena bir zamanda ellbette ki onun tarafını tutacaktı. Osman Bey ise memlekette sadece istikrar istiyordu, düzen istiyordu, güçlü bir devlet istiyordu. Başvekil sayesinde başlayan inşaat furyasının hiç bitmemesini istiyordu. Uzun lafın kısası, canından çok sevdiği Menderes'in iktidarda kalmasını istiyordu .
"Hazreti Mevlana demiş ki: 'Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.' Ben de bu söze hep inanmışımdır. İnsanların dilleri kalplerini konuşur, akıllarını değil."