Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çaldıran ve Ateşli Silahlar
Osmanlı tabur cengine aşina olan Safevi kumandanları Osmanlı ordusuna taburlarını kurmazdan evvel saldırmayı teklif etmişlerdi; böylece, müstahkem Osmanlı ordugahına cepheden taarruz etmek zorunda kalmayacaklardı. Gelgelelim, Şah İsmail bu teklifi reddetti: O "kervan haramisi" değildi "ve Allah ne buyurduysa" o olacaktı. Hülasa, Osmanlı ateşli silahları ile tabur cengi kadar Osmanlı sayısal üstünlüğü ve Safevilerin taktik hataları ile cengaverlik anlayışları da muharebenin sonucunu belirleyen etkenlerdendi.
İş Kültür
Avrupa’dan Yahudi ve Marranoların kovulduğu bir çağda Osmanlı sultanlarının sergilediği göreceli dini hoşgörü gönüllü İslamlaşma yanında Yahudi ve çağdaş Avrupa kaynaklarında "dinden dönmüş hain" sıfatıyla anılmakta olan sanat sahibi Hristiyan zanaatkarların imparatorluğa göçlerini teşvik etmişti.
Sayfa 29 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Osmanlı Devleti'nin Askeri Sahadaki Başarısızlıklarının Nedeni Üzerine.
Osmanlıların askeri başarısızlıklarının nedeni ne geleneksel Batı-merkezci tarih yazımının öne sürdüğünün aksine ne Osmanlı askeri teknolojisinin farz edilen geriliği ne de silah ve cephane tedarikinde yaşandığı varsayılan zorluklar idi. Aslında bu zaafların temel nedenlerini Osmanlıların savaş malzemelerini ve gerekli kaynakları seferber etmekte kullandıkları sistemin daha düşük verimli olmasında aramalıdır. Diğer bir deyişle, geri kalmışlık teknolojik değil kurumsaldı. Avrupalıları üstün kılan daha iyi silahlar değil, talim ve daha yüksek nizam ile daha verimli ve sofistike tedarik sistemiydi. Tüm bu sürecin ardında ise -her ne kadar terimin kendisi gitgide tartışılır hale geliyorsa da- yaygınca "Avrupa Askeri Devrimi" denilen terimde tecelli eden can alıcı bilimsel, bürokratik, mali ve askeri gelişmeleri görmekteyiz.
Sayfa 202 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Osmanlılar’ın, 17. yüzyılın bitiminde ve sonraları 18. yüzyılda yaşadıkları askeri başarısızlıklar ne geleneksel Avrupa-merkezci tarih yazımının iddia ettiği gibi Osmanlı askeri teknolojisinin varsayılan geriliği ne de silah ve mühimmat tedarikinde görülen sözde güçlükler yüzündendi. Geri kalmışlık zannımca daha çetrefil bir olgu olup kurumsal, ekonomik, sosyal ve kültürel öğeleri de içermektedir. Üstünlüğün Avrupalılara geçmesini sağlayan daha iyi silahlar değil ama talim ve nizamın daha iyi ve üstün olması ile ikmal ve iaşe sisteminin daha sofistike hale gelip daha iyi işlemesiydi. 18. yüzyılın sonlarıyla birlikte Devlet-i Aliyye’nin Avrupalı hasımları finans, bürokrasi, bilimsel altyapı ve devlet hamiliği, askeri istihbarat, askeri mimarlık ve mühendislik, talim ve know-how gibi Avrupa askeri makinesinin gelişimini kayda değer şekilde teşvik eden alanlarda artık bu yüce rakiplerini geride bırakmışlardır.
Sayfa 188Kitabı okudu
II. Mehmed, muhtemelen topçuluk, askerlik ilmi ve genel ifadesiyle savaş tarihine dair özel ilgi besleyen ilk Osmanlı sultanıydı. Fen-i askeriyeye duyduğu alaka, Avrupalı çağdaşlarınca o kadar iyi bilinmekteydi ki bir İtalyan askeri teknisyen olan Riminili Robertus Valturius (1413-1484), eseri De re Militari’nin bir numunesini ona adamıştı.
Sayfa 123Kitabı okudu
İnsan ruhunun yeniden doğuşu ateşli silahların icadı zamanında olmuştur. Johan Huizinga
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Carlo Cipolla, William McNeil, Paul Kennedy ve Geoffrey Parker'ın da dahil olduğu bazı önde gelen alimlerce oluşturulmuş genel kanıya göre Avrupa barut devrimi ve uzun menzilli okyanus gemilerinin (çoğunlukla Atlantik yelkenlileri diye adlandırılırlar) mükemmelleştirilmesi Batı dünyasını Avrupa dışı toplumlar karşısında kati bir askeri üstünlük ile donatmıştır. 18. yüzyılın sonlarına doğru Batı Avrupa, deniz teknolojisi ve ateş gücündeki üstünlüğü sayesinde Batılı olmayan ordu ve donanmaların saldırılarından masun olarak hegemonyasını hem denizde hem de karada genişletme kabiliyetine kavuşmuştu. 19. yüzyılın başlarıyla birlikte bu üstünlük Batı kolonyal tahakkümünün gerçekleşmesini sağladı.
Sayfa 189 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Başlangıçta ok, yay ve mızrak ile teçhiz edilen yeniçeriler, II. Murad döneminde arkebüz (fitilli tüfek) kullanmaya başladılar. On altıncı yüzyılın ortasında yeniçerin büyük çoğunluğu ateşli silah taşıyorlardı. III. Murad yeniçerileri daha ileri düzeyde fitilli tüfegkler ile teçhiz etti. İmparatorlukta on altıncı yüzyıl sonu itibariyle İspanyol miquelet mekanizmasına sahip Çakmaklı tüfekler de üretildi.
Sayfa 32
"Machiavelli’den, Peresvetov’a kadar birçok Avrupalı, Osmanlılara karşı hem korku hem de hayranlık besliyordu. Osmanlı'nın savaş usulleri, III. (Büyük) İvan ve IV. (Korkunç) İvan dönemlerinde Moskof’ta yapılan askeri reformlar sırasında dikkate alınmıştı."
Osmanlı fetihleri ve fetih sonrası bakiyelerin tesisi yaklaşık üç yüzyıl boyunca devam etti.
Sayfa 17
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.