"Sen gelince güçlendim. Nasıl güçlendim... Tek başıma bir tümen yağıyı basabilirim. Şu atın sırtında Asya'yı baştan başa geçebilirim. Gün batısını vurup geri dönebilirim. Seninle bin yıl yaşarım."
Sayfa 20Kitabı okudu
"Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum.
Durup durup ıssız yerlerde,
'Güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var' diyorum."
Saçlarında kurt nefesi rüzgârlar..
"Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum.
Durup durup ıssız yerlerde
'Güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var.' diyorum."
Ötüken Neşriyat
''Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz
Ve ikimizde ıslanıyoruz
Ben ne yağmurlar gördüm Sitare
Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım
Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın
Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır
O şehirde sırılsıklam gezerdim
Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan
Tapınaklar insanları safra gibi atardı
Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı''
Ötüken Neşriyat
“ Ah minel aşkı ve hâlâtihi…”
Sayfa 63 - Panama yayıncılıkKitabı okudu
"Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde"
Güneş kanlar içinde yavaş yavaş boğulur
Karanlık kuşanır pusatlarını
Titretir bozkırların başıboş atlarını
Yıldızlar uzakta kehkeşanlara sığınır
Ben sana...
Gözlerinde berrak sular gördüğüm,
Gece gündüz uğraştığım kördüğüm.
Sayfa 149Kitabı okudu
Câhiz'in kitabından naklediyoruz: Türk'ün gücü şiddetli azmi sağlamdır. Atı hiç tetiğini bozmayarak düşman üzerine alabildiğine gider. Düşmandan korku nedir bilmeyen ve sırası gelince hayatını vermekten kaçınmayan Türk, hayvanını böyle alıştırmıştır. Atını bir defa çevirse bile at dönmez bilakis doludizgin gider. Meğer ki birkaç defa zorlasın. Türk dönecek olursa da ölüm saçar çünkü ileri harekette olduğu gibi geri dönerken bile okuyla vurur. Dünyada Türkler ile mukayeseye değer başka bir ordu yoktur.
Sayfa 53Kitabı okudu
