Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur, hatta haberi olmadığından dahi haberi yoktur.
"Deniz kıyısında yaşayan insanlar dalgaların mırıltısına öylesine alışırlar ki onu işitmezler bile. Aynı biçimde, söylediğimiz sözcükleri nadiren duyarız ... Birbirimize bakar ama birbirimizi görmeyiz artık.
Dünyaya ilişkin algımız solup gitti; geriye kalan salt bir tanımadır."
Sayfa 44Kitabı okudu
Olağan insan zihinleri, "kimsenin katkısı olmaksızın, salt konudan destek görerek, ustalarından ya da herhangi bir kimseden duymadıkları şeyleri söyleyip yaratarak, daha önce söz edildiğini hiç duymadıkları binlerce düşsel kavram üretebilecek zihinlerdir".
Sayfa 26Kitabı okudu
Biraz daha fazla kâr etmek için torunlarımızı kurban etmeye razı olan çılgınlar olmak mecburiyetinde değiliz.
"Bir olguyu açıklayamamak, beni, özü bakımından itici ve anlaşılmaz bir kuramı kabul etmeye mahkûm edemez"
Sayfa 126 - GodmanKitabı okudu
Üç tür toplum düşünelim: Bir, bugünkü toplum; burada istenmeyen işler ücretli kölelere verilir. İkinci bir sistem düşünelim; burada istenmeyen işler, onu anlamlı kılmak için en iyi çabalardan sonra paylaşılır. Üçüncü bir sistem düşünelim; burada insanlar gönüllü olarak yapmayı seçsinler diye, istenmeyen işlere yüksek ekstra ücret alınır. Pekâlâ, bana öyle geliyor ki, son iki sistem de -müphem bir söyleyişle- anarşist ilkelerle tutarlıdır.
anarşizm “toplumun varması gereken nihai idealdir”
Bertrand Russell
Eğitimin amacı, ❝bir insanın sahip olabileceği her türlü yaratma dürtüsünü ortaya çıkarmak ve güçlendirmek❞ olmalıdır.
~ S.75-76 ~
Sayfa 76 - BGST Yayınları – 1. Basım ~ Mayıs 2013, İSTANBULKitabı okudu
bence insan tarihinin büyük kısmına bir göz atarsak, insanların yaptıkları üretici ve yaratıcı işten büyük ölçüde tatmin -genellikle çok tatmin- duyduklarını görürüz. Ayrıca, bu imkânların sanayileşmeyle muazzam zenginleştiğine inanıyorum.
Niçin? İlk olarak en anlamsız angaryaların çoğunu makineler üstlenebildiği için; bu gerçekten yaratıcı insan açısından imkânların önemli miktarda genişlemesi demektir.