Kendisi sonlu olan ve durmadan değişen bir evren, sonsuz ve değişmez herhangi bir şey içeremezdi.
Bizim algılama mekanizmamız, çevremizdeki havada sonsuz sayıda program cirit atarken, hiç değişmeksizin, iyice net bir şekilde, tek bir istasyona, tek bir programa ayarlanmış bir radyo alıcısını andırmaktadır. Bütün bu programları alabilecek durumda olsaydık, Dünya bize nasıl yansırdı, diye sorup bunu gözümüzün önüne getirmeye çalıştığımızda, hayal gücümüz iyice yaya kalacaktır.
Reklam
Düşünme faaliyetini bulan, onu keşfeden beynimiz değildir, tam tersine bu faaliyet ilkece varolduğu için beyin ortaya çıkmıştır. Tıpkı ayaklarımızın hareketin nedeni olmaması, gözlerimizin ışığın bulucusu sayılmaması gibi. Gözlerin oluşmasının, yön bulmak için güneş ışığından yararlanma tepkisinin kaçınılmaz sonucu olması gibi.
Giordano Bruno, Güneşimizin ölçülmez bir büyüklükteki bir uzayın içinde yer alan sayısız yıldızdan yalnızca biri olduğunu ileri sürerek insan bilincini derinden sarsıcı temel görüşü ortaya atmasının faturasını, odun yığınları üzerinde yakılarak ödemişti.
Atmosferin Evrimi
Urey-Efektinin o ilk atmosferde yol açtığı gelişmelere ve sonuçlara baktığımızda, şaşmaz bir yargıya varırız: Biyolojik evrimin başlamasından daha milyonlarca yıl önce, bileşimindeki özelliklerden ötürü o ilk atmosferin içinde, gelecekteki hayatın hangi temel yapı taşları üzerinde kurulacağına ilişkin karar da hazırlanmıştı.
Sayfa 134Kitabı okudu
Yeryüzü bir "tiyatro sahnesi" değildir. Çevre, üzerinde hayat oyununun oynandığı edilgen bir sahneden başka her şeydir.
Reklam
275 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.