Beden eğitimi ve yarışmalar çağdaş insanı kutsallığa ve dinselliğe yaklaştırmıyor, tam tersine en tiksinç içgüdülerini doyurarak (kabileye bağlılık, maçoluk, egemen olma isteği, ben'i yok etme), onu ruhsallıktan uzaklaştırıyor ve aptallaştırıyor.
Aslında insanların bir dine inanmaları ve uygulamalarından yanayım, aksi halde tinsel dünyaları olamaz ve barbarlık daha da artar. Kültür -sanat, felsefe, tüm entelektüel ve sanatsal etkinlikler Tanrı'nın ölümü ve yaşamın yüce değerlerinin yok olmasının doğuracağı tinsel boşluğu ancak küçük bir azınlık (ben de bu azınlıktan biriyim) için doldurabilir. Bu boşluk da İnsanların genelde olduklarından daha yıkıcı ve vahşi olmalarına neden olur. İnançlardan yana olmama karşın, içimden dinlere karşı burnumu tıkamak gelir hep, çünkü bütün dinler ayin alayları oluşturur ve insanı tinsel bağımsızlıktan vazgeçmeye sürükler.