...Dünya Tarihi yazılamaz..
Türkiye ve dünya arşiv, müze ve kütüphanelerinde Osmanlı mahkeme sicillerinden yüzbinlercesi saklanıyor. Bunlar tedkik edilmeden dünya tarihi yazılamaz.
Adalet diye buna denir..
Kâdı, mahkemede taraflardan hediye kabul edemez, ziyafetlerine gidemez. Dava esnasında başkalarının anlamadığı dilden konuşamaz, kaş-göz işareti yapamaz. Anlayış kudretini azaltan korku, hiddet, açlık ve susuzluk hâllerinde, hatta lodoslu havarda davaya bakamaz. Mahkemede kimseyle şakalaşamaz. Dava bitmeden taraflardan biriyle yalnız kalamaz. Mahkemelerde adil karar verildiğini tesbit maksadıyla, şühûdul hal adında en az iki kişi hazır bulunur. İki celse süren dava nadirdir (hemen karar verilir).
Reklam
Osmanlıca hakkında..
Osmanlıcanın, Latin harflerine göre zorlukları vardır, ancak avantajları daha fazladır. Harfler birbirine bağlı olduğu için stenografiktir. Hızlı not tumaya uygundur. Aziz Nesinden Kenan Evrene, umulmayacak kimseleri bu harflerle not tutarken gördük. Harfler yuvarlaktır, gözleri yormaz, bu sebeple eskilerde gözlük takan sayısı azdır.
Satırdan Sadıra...
Şark kültüründe yazı değil, söz kıymet ifade eder. Her ne kadar "hatırdan çıkar, satırdan çıkmaz" dense de, "ilim, sadırdan (kalpten) satıra (yazıya) intikal edince zâyi olur" sözü tercih edilmiştir.
İslam Felsefesi(!) nereden çıktı ?
İslam medreselerinde.. "kelam ve fıkıh" ilmi çerçevesinde hikmeti şer'iyye (şeriatın hikmeti) adıyla dini emir ve yasakların sebepleri üzerinde duruldu. Buna batıda "İslam Felsefesi" deniyorsa da, doğru bir tabir değildir. Şarklılar buna -felsefeye- tefekkür demeyi tercih etmişlerdir.
İslamda felsefe (ye gerek) var mı ?
İmam Gazalî gibi İslam bilginleri, Felsefeyi reddetmediler; ama semavî dinden haberi olanların, kâinatın sırrını akıl ile değil nakil ile anlamaya çalışması gerektiğini bildirdiler.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.