Dönüp önümde uzanan uzun yola bakarak iç çektim. Bu yolculuk hayli uzun sürecekti.
Öyleyse yürümeye başla bakalım Rose, dedim kendi kendime.
Ve sevdiğim adamı öldürmek üzere yola koyuldum.
"Adrian: Ne oldu peki ? Ayağını gördügün her su birikintisine sertçe vuruyorsun ve gördügün ilk kisiyi dövecek gibi duruyorsun.
Rose: O zaman neden etrafımda dolanıyorsun? Dayak yemekten korkmuyor musun?
Adrian: Sen asla bana kıyamazsın. Yüzüm fazla güzel.
Rose: Yüzüme gelen bu iğrenç, kanserojen dumanı görmezden gelebileceğim kadar güzel degil."
"Kalbim durdu. Dünyam durdu.
En çok değer verdiğin şeyi kaybedeceksin...
Rhonda'nın bahsettiği ben değildim. Dimitri'nin hayatı bile değildi.
En çok değer verdiğin şeyi.
Kaybettiği ruhu olmuştu.."