Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir gün Hz. Aişe validemiz Resulullah'a soruyor: "Komşularımdan birine bir hediye vermek istiyorum, hangisine vereyim?" Resulullah da: "Kapısı sana yakın olana ver." diyor. Böylece komşunun yakın komşu ve uzak komşu olarak ayrılabileceğini görüyoruz. Yakın komşu, kapısı bize yakın olan, mahallemizin içinde bulunan; uzak komşularımız ise mahallemizin dışında, giderek kentimizin dışında, giderek ülkemizin dışında olan komşular. Demek ki buradan, komşularımızı da yakın komşumuzdan başlamak suretiyle, halka halka genişleterek sınır ötesi komşularımıza kadar ulaşabiliyoruz.
Aşk ve Ölüm
Hayatın başlangıcında elbette aşk vardı Bedene nefesin üflenmesi, nefesle bedenin buluşması bu aşkın ürünü olarak ortaya çıktı ve onun kendini idamesi aynı aşkın sürekli kendini yenilemesi olarak tecelli etti ve ediyor. Demek ki varoluşumuzun en dibinde mevcut bulunan özün, asal unsurunun aşk ve ölüm olduğunu söylüyoruz. İnsanın, bir bakıma aşkla ölüm arasında sürekli bir mekik dokuyuş halinde bulunduğunu öne sürüyoruz. Aşk ölüme doğru salınırken, ölümlü olduğumuza dair fikir de aşk yanımızı körüklüyor ve onun ateşinin sönmeden kalmasını sağlıyor. ...... ... Şu ortaya çıkıyor: İnsanın ölüme en yakın olduğu zaman, onun ebedilik iştiyakının da doruk noktasına ulaştığı zaman oluyor. Aşk içgüdüsü, insanın belki ebediliğe attığı, atmak istediği bir çengeldir. Bu çengel, o, birey olarak ebedi âleme intikal etse bile, tür olarak bu dünyada kalacağını, onda ölümün karşısında ve ona zıt olarak var olacağını ima ediyor. Aşk, insanın beka duygusunu diri tutma işlevini yerine getirirken, ölüm de fena duygusunu canlı tutuyor. İnsan böylece fena ile beka; ölüm ile aşk arasında gerili duran bir yol üzerinde yer alıyor ve o yolda yolculuğunu sürdürüyor.
Reklam
"Senin İsmail'in her ne ise, onun kurban edilmesi gerekir."
|•Ali ŞeriatiKitabı okudu
İzdüşümü...
Grek felsefesinde Platon bir ideler âleminden bahsediyor. Hakikatin kendisi ideler âlemindedir, bu dünya ise o ideler âleminin bir gölgesidir veya izdüşümüdür, diyor. Bu dünyaya "yalan dünya" diyoruz, "gölge dünya" diyoruz. Bu cümlemizin altında yatan gerçeklik, görünenin dışında bir ideler âleminin, bir hakikat dünyasının var olması keyfiyetidir.
Yolcu, yolculuğun hitamında dairesini ikmal etmiş olur. Şebüsterî, Gülşen-i Râz'ının bir yerinde, "Yolcu, bu dairede kemal sahibi olunca yine son noktaya varır." diyor ve birkaç mısra sonra da şunu ekliyor: "Birisine 'nihayet nedir' diye sormuşlar da, 'insanın başladığı yere dönmesidir' demiş
Sevgi neydi...
Biliyoruz ki sevgi kişiden kişiye akışan düz bir muhabbet bağından ibaret değil. Bunun içinin doldurulması lazım. Sevginin içi neyle doldurulur? Sevgi bir verme işlemidir. Sevgi insanın kendinden, zihin birikimi, mal birikimi üzerinden insandan insana bir akış hâlidir...
Reklam
İmam Gazali'ye izafe edilen güzel bir nasihat var. Diyor ki: "Ömrün dolmuş, yalvarıp yakarıp Allah'tan bir gün daha istemişsin ve o gün sana verilmiş. İşte o gün ne yapacaksan, her gün aynı şeyi, aynı işi yap.
Sayfa 209 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Sevgi, insan yalnızlığının telafisi zımnında insana lütfedilmiş bir nimettir
Sayfa 231Kitabı okudu
Hz.Muhammed as
Şairimizin dediği gibi; o, gaye insan, ufuk peygamberdir.
Sayfa 16 - İz
379 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.