Oraya gitmenin faydası yoktu, hiçbir yere gitmesinin faydası yoktu, koskoca dünya karşısında açılıyordu ama ne varacağı bir menzil kalmıştı, ne de tutacağı bir yol. Dünyaya mıhlanmış gibi çaresizce duruyordu…
Helena onu Siegmund’dan ayıran kilometreleri sayıyordu. (s. 214)
Kilometreler göğsüne bastırılan sıcak demirler gibiydi ve onlara karşı koymak imkansızdı. (s. 219)
Günümüzün yaşam alanı hayli yapay bir şekilde ışıklandırılmış bir sahneden farksız olduğundan, hikayaler tuhaf şekilde modern yaşamı, yani modern psikolojiyi yansıtıyordu.