gözlerin elindeki güle merkûz idi.
parmakların aheste aheste yaprakları koparıp rüzgâra bahşediyordu
seni seyrettikçe kalbimde hüzünler hissediyordum
şu anda hayalhanenin acı acı fikirlerle meşgul olduğundan emin idim
yapraklar bitinceye kadar hiç tavrını, vaz'iyyetini değiştirmeyerek hazin hazîn sükut ediyordun
lâkin sarı yaprak metanetini mahvetti; birdenbire bir tuğyan-ı sirişk hâsıl oldu
ağladın; şimdi topraklara mevzu olan başını sîneme dayadın; hüngür hüngür ağladın
ben de ağlıyordum
senin ağlayışına ağlıyordum
senin gözlerin sükût etti, lakin benimkiler devam ediyor
o zamandan beri sarı gülleri görmesini arzu etmem
çünkü en kıymetlisini mezara gömdüm
Ölmüş babası mezardan gelir mi ?
Diye yankılan sesler kulaklarımı tırmalıyordu.
Gözlerimden sıcak bir hasret, fışkırıp yanaklarımdan ılık ılık süzülüyordu.