Kağıdı açtım. Owen'in notu kısaydı. Tek satırdı, kendi başına bir bulmaca gibiydi. Onu koru.
Sayfa 18
"Geçmişte kalmış adamlar hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini hissettim," dedi. "Onlar gibi olmamak için en iyi şansımın bu olduğunu düşündüm." ... "Sen tam tersi oldun," dedim. "Sanırım bu şimdiye kadar birinin bana söylediği en iyi şey olabilir," dedi. "Bu doğru," dedim. Ve doğruydu da. Owen tam tersiydi. İlk günden beri, atölyemdeki o ilk buluşmadan beri diğerlerinin tam zıttı gibi hissettiriyordu ama artık sadece bir duygudan daha fazlasıydı. Bu sadece onunla birlikte olmanın kolay olması (gerçi öyleydi) ya da daha önce hiçbir ilişkimde hissetmediğim şekilde onunla birlikte daha da derinleştiğimi hissetmem değildi. Birbirimizi ya da biriyle yaşadığınız ya da asla tam olarak bulamadığınız o zor yolla anlamamız bile değildi: Bir bakışın bize diğer kişinin neye ihtiyacı olduğunu söyleyebileceği o yaygın durum. Partiden ayrılma zamanı; benimle iletişim kurma zamanı; nefes almam için bana biraz alan tanıma zamanı. Bunların hepsinden biraz vardı ve aynı zamanda hepsinden çok daha büyük bir şeydi hissediyordum. Hayatınız boyunca beklediğiniz şeyi birinde bulduğunuzda bunu nasıl açıklardınız? Kader mi derdiniz? Buna kader demek tembellik olurdu. Bu daha çok evinizin yolunu bulmak gibi bir şeydi. Ev, gizlice umduğunuz, hayal ettiğiniz ama daha önce hiç gitmediğiniz bir yer. Ev. Hiç sahip olup olamayacağınızdan emin olmadığınız bir yer. Onun benim için olduğu kişi buydu. Anlamı buydu.
Sayfa 212 - Artemis Yayınları
Reklam
Eğer size yalan söylerlerse, Owen'ın yaptığı gibi, o zaman kim olursunuz? Yalan söyleyen kim olur? Tanıdığınızı sandığınız kişi, en sevdiğiniz kişi, bir serap gibi kaybolmaya başlar, tabii kendinizi önemli olan kısımların hâlâ doğru olduğuna ikna edemezseniz. Aşk gerçekti. Onun aşkı gerçekti. Çünkü eğer değilse, diğer seçenek her şeyin bir yalan olması durumuydu ve bununla ne yapmam gerekiyordu? Tüm bunlarla ne yapmam gerekiyordu? Tamamen ortadan kaybolmaması için parçaları nasıl bir araya getirecektim?
Sayfa 168 - Artemis Yayınları
“ Vini bir köpek balığı yüzgeci makası , bir miktar halı şampuanı , bir şişe kokarca kokusu , bir fırça , bir tarak , biraz sümüklü saç jölesi , biraz bağırsak tutkalı ve bir top siyah yün alıp dışarı çıktı.”
Sayfa 35 - Owen,PaulKitabı okudu
“Ama ben karnım bu kadar doluyken koşamam.Hatta yürümek bile..” Cırrt! Vini’nin eşofmanının altı tam arkasından patlamış, dantelli donu ortaya çıkmıştı.
"Geçmişte kalmış adamlar seni hâlâ seviyor." dedi Owen. Bunu söylerken bana bakmıyordu, sesi kısıktı. Bu onun merhaba deme şekliydi. Ve de vedalaşma şekli.
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.