Müziğini bilmeden bir şarkının sözlerini okumak. Kostümsüz, uyumsuz bir opera seyretmek. Metnin karşısında tek başına, hem ihanet edeni hem ihanet edileni; hem sevileni hem terk edileni kendin oynayarak bir tiyatro oyununu anlamaya çalışmak.
Kameranın katacağı öznelliği bir kenara bırakarak bir filmin senaryosuyla tanışmak.
Bu koşullarda bize sunulmuş olsa hayatımızı karartan, çok hüzünlü bir yer olurdu dünya.