Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaman ancak silahın vereceği hükme boyun eğer.
Sayfa 343 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
"Türk, hayat saltanatından vazgeçer, Hürriyet saltanatından vazgeçmez...!" Sökeli Cafer Efe
Sayfa 346Kitabı okudu
Reklam
Cafer Efe’den selam var
“Aydın cephesinde Yörük Ali’ye, Postlu Mestangil’e, Gökçen Efe’ye, Kara Durmuşlara, Adnan Beylere, Efelere benden selam söyleyin. Köylüm Kolena’ya, Girit Kandiye, Söke, Germencik’e, ilim Aydın’a, Millî kuvvetlere, bizim alaya, Yârenlere benden selam söyleyin. Vatan toprağına kanım serildi. Bayrak gölgesinde başım kesildi. Çakal sürüleri kaçtı sürüldü, Sürenlere benden selam söyleyin. Ayşe Çavuşlara, Hatun Nine’ye, Kübra Bacılara, Çete Ayşe’ye, Burhan kardeşime, Efe Fâni’ye, Sevenlere benden selam söyleyin. Germencik ortasında toplar kuruldu, Cafer Efe öğle sonu vuruldu. Anasına akşamüstü duyuldu, Kader, kısmet böyle imiş ağalar hey!”
Ön Söz’den bir şiir… (* Germencik; Aydın’ın beldesidir)Kitabı okudu
Giritli Cafer ‘Hâlzâr’
“Cafer Efe, Girit’teyken Rumların zulümlerine karşı Türklerin haklarını koruduğu, dertleriyle devamlı ilgilendiği, bu yüzden başı dertten kurtulmadığı için, Girit Türkleri tarafından çok sevilmiş, millî kahraman kabul edilmiş. ‘Bizim dertlerimizle dertlenen, inleyen annemizin erkek kardeşi’ anlamına gelen ‘Hâlzâr’ demişlerdir ona.”
Sayfa 15 - *Hâlzâr (Rumca) : dayıKitabı okudu
Cafer Efe hayıflanır:
“Girit’te zamanında ezilmesi gereken kafaları ezmedik de kendi kafamızı ezdirdik. Ah Girit, ah!.. Sen duvaklı bir gelin, kınalı bir kızmışsın. Duvağını Rum eşkiyası açtı. Kınalı parmaklarını eşkiya kesti. Ah Girit, ah!.. Her seherde buhur gibi tütüyorsun burnuma. ‘Anavatanımızda gün görürüz,’ dedik, Anadolu’ya geldik. Ama nerdeee? Ha Girit, ha Söke.. Hiç fark yok. Orada da Rumların borusu ötüyor, Söke’de de. Herkes ‘Bu gece beni de öldürebilirler!,’ diye korkuyor. Akşamdan kandillerini söndürüp yatıyor. Aynı Girit’teki gibi.. Orada da Türkleri öldürürlerdi. Katiller kesin olduğu halde, ‘Bize iftira ediyorsunuz,’ derlerdi. Suçlu biz olurduk. Hem ölen biziz, hem suçlu olan. Bu çark - hiç değilse - anavatanda böyle dönmemeli!”
Söke ~ Kanlı Meyhane
“Rum mahallesinde Rum kültürünü, müziğini yaşatan mekânların yanında, büyük tavernalar da vardı. Bunların en büyüğü, esnafı tamamen Rum olan Rum mahallesindeki Kız Meslek Lisesi’nin karşısındaki Rum müziklerini yaşatan tavernaydı. Bir de şimdi ‘Kanlı Meyhane’ diye anılan Barba’nın meyhanesi vardı. Yunanlılar Söke’den kaçarken yerli Rumların yardımıyla Türkleri evlerine doldurup evleriyle beraber diri diri yakmışlar. Bazılarını da bu meyhaneye doldurup kesmişlerdir. İsmi de o yüzden ‘Kanlı Meyhane’ diye anılır.”
Reklam
Söke’nin Göçmenleri: Moralılar & Giritliler
“Söke’ye planlı plansız pek çok göçmen aile gelmiştir. Bunlardan ilk gelenler Moralılardır. 14 Eylül 1829’da Ruslarla yapılan Edirne Antlaşması’ndan sonra Türkler mecburi göçe tâbi tutulmuşlardır. Söke’ye gelen Moralılar şimdiki Konak Mahallesi’nin yukarı kısımlarına yerleştirilmişlerdir. Hatta Konak Mahallesi’nin eteğine dayandığı dağ bile göçmenlerin yerleşmesinden sonra ‘Moralı Dağı’ adını almıştır. İkinci ve büyük gruplar hâlinde Söke’ye göç edenler ise Giritlilerdir. Giritlilerin maceralı gelişleri de şöyle olmuştur: 1890 ve 1896’da isyan eden Girit’in Rumları iki seferde de Türkler tarafından yenilirler. Fakat bu isyanlarda çok kan dökülmüş, pek çok Türk şehit edilmiştir. Pek çoğu da işkence görmüştür. Her isyan edişlerinde yenilen Rumları korumak için adaya Rusya, İngiltere, İtalya, Fransa asker çıkarmıştır. Girit Adası’na muhtariyet vermişlerdir. Bunun üzerine adadaki Türkler Anadolu’ya göçe başlamışlardır. Göçmenlerin büyük kısmı 1901-1908, 1913 yıllarında Söke’ye gelmiş, şimdiki Mesudiye Mahallesi’ne, Karahasan Kahvesi altına, İstasyon üstüne, Çeltikçi Camii üstüne, bir kısmı da Abelâki’ye yerleşmiştir.”
Kimdir Cafer Efe?
“Cafer Hâlzâr, Girit’te Kandiya şehrinin Kolena köyünde doğmuş, orada büyümüştü. Ailesiyle Kolena’da bağcılıkla ve zeytincilikle uğraşmıştı. Adanın Rumları Türklere karşı imha politikası güttüklerinden, her türlü kötülüğü yapmaya başlamışlardı. Cafer zulümlere karşı tahammül edememiş, bir cuma günü cuma namazına gitmesine engel olmak isteyen bir
“- Her Türk biraz at kokar, çadır kokar, yayla havası kokar, yörük kokar, yün yapağı kokar, şefkat kokar, merhamet kokar, insanlık kokar, mertlik kokar, medeniyet kokar, fazilet kokar, sabır kokar. - Sonra vire, sonra? - Bıçak kemiğe dayandı mı, silah kokar.”
Sayfa 35 - (*vire (Rumca): halk dilinde ‘ülen’ demek)Kitabı okudu
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.