Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"En iyi tanıdığımız kentler, âşık olduğumuzda yaşadığımız kentlerdir. Âşk ruhumuzu keyif veren nesnesine odaklamış olur, ve algılama yetimize öylesine güçlü bir duyarlık kazandırmıştır ki, çevreyi görüşümüzün merkezi haline getirmeye niyetlenmeksizin, taşıp onu da kaplamıştır."
"En iyi tanıdığımız kentler, âşık olduğumuzda yaşadığımız kentlerdir. Âşk ruhumuzu keyif veren nesnesine odaklamış olur, ve algılama yetimize öylesine güçlü bir duyarlık kazandırmıştır ki, çevreyi görüşümüzün merkezi haline getirmeye niyetlenmeksizin, taşıp onu da kaplamıştır."
Sayfa 82 - Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: Neyyire Gül Işık, 2. Baskı, Nisan, 2013, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Eğer, sanat insanın kurtarıcısıdır, diyebilirsek, bu yalnızca onu yaşamın ciddiliğinden kurtarmasından, yüreğinde beklenmedik bir çocukluk uyandırmasından ötürüdür. (Sadece küçük bir azınlığın anlayabildiği sanat...)
Sayfa 53 - YKY, 3. baskı
Hangi yoldan gidersek gidelim, aynı noktaya varıyoruz: İn­san kişiliğinden kaçışa.
Sayfa 40
Ne var ki bu iş ender rastlanan seçkin ruhların harcıdır. ( ... )Yakın geleceğin, felsefe bir yana, bize sakladığı en güçlü zihinsel coşkuların tarihten ve romandan kaynaklanacağını ileri sürersek, pek de sakıncalı bir kehanette bulunmuş olmayız
Reklam
" "Bağrılan yerde gerçek bilim olmaz" diyordu Leonardo da Vinci; "Tasalanma, öfkelenme de, anla" diye öğütlüyordu Spinoza. En köklü, en kuşku götürmez kanılarımız aslında en kuşkulu olanlardır. Bizim kısıtlılığımız, sınırlarımız, tutsaklığımızdır onlar. Eğer sınırlarını genişletme yolunda müthiş bir atılımla şahlanması olmasa, yaşamın pek önemi kalmazdı. Daha fazla yaşama uğruna çırpındığı oranda yaşar insan. Alışılmış ufkumuzun çerçevesinde kalma yolunda her inadımız zayıflık, yaşam enerjilerimizin tükenmesi anlamına gelir. Ufuk bir biyolojik çizgidir, varlığımızın yaşayan bir organıdır; dolu dolu yaşadığımızda, ufkumuz uzaklaşır, yayılır, neredeyse solunum tempomuza uyarak esnekçe dalgalanır. Buna karşılık, ufkumuz bir noktada durakladı mıydı, o artık kireçlenmiş, biz de ihtiyarlık çağına girmekteyiz demektir."
Sayfa 34 - Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: Neyyire Gül Işık, 2. Baskı, Nisan, 2013, İstanbulKitabı okudu
İnsan gördüğüne dikkat etmez, tam tersine, ancak dikkat ettiği şeyi görür.
Sayfa 81
"Romanın kendine özgü hoşluğunu sergilemesi onun ötesinde, olağanüstü olaylarda değildir, berisinde, sade, efsanelerden uzak bir saatin harikalığındadır. Eğer onun önümüze alışılmadık serüvenler sererek, gündelik yaşantımızın ufkunu genişletmesini bekliyorsak, roman türünün anlamıyla ilgili olduğumuzu iddia edemeyiz. Tam tersi yönde hareket etmesi gerekir, okurun ufkunu daha da daraltmalıdır."
Sayfa 84 - Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: Neyyire Gül Işık, 2. Baskı, Nisan, 2013, İstanbulKitabı okudu
Sanat, bir tabloyu seyrettiğimizde ya da bir kitabı okuduğumuzda ruhumuzda olup biten bir olaydır. O olayın ortaya çıkması için bizim ruhsal düzeneğimizin iyi işlemesi gerekir, ... (Sanat toplumda azınlık tarafından anlaşılabildiğinden toplumun büyük çoğunluğunun ruhsal düzeneği gerektiği gibi işlememektedir yani... Ruhsal düzeneğin iyi işlememesi de ruhsal bozukluk anlamına gelmez mi? İlginç...)
Sayfa 79 - YKY, 3. baskı
295 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.