Gönderi

" "Bağrılan yerde gerçek bilim olmaz" diyordu Leonardo da Vinci; "Tasalanma, öfkelenme de, anla" diye öğütlüyordu Spinoza. En köklü, en kuşku götürmez kanılarımız aslında en kuşkulu olanlardır. Bizim kısıtlılığımız, sınırlarımız, tutsaklığımızdır onlar. Eğer sınırlarını genişletme yolunda müthiş bir atılımla şahlanması olmasa, yaşamın pek önemi kalmazdı. Daha fazla yaşama uğruna çırpındığı oranda yaşar insan. Alışılmış ufkumuzun çerçevesinde kalma yolunda her inadımız zayıflık, yaşam enerjilerimizin tükenmesi anlamına gelir. Ufuk bir biyolojik çizgidir, varlığımızın yaşayan bir organıdır; dolu dolu yaşadığımızda, ufkumuz uzaklaşır, yayılır, neredeyse solunum tempomuza uyarak esnekçe dalgalanır. Buna karşılık, ufkumuz bir noktada durakladı mıydı, o artık kireçlenmiş, biz de ihtiyarlık çağına girmekteyiz demektir."
Sayfa 34 - Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: Neyyire Gül Işık, 2. Baskı, Nisan, 2013, İstanbulKitabı okudu
··
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.