Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hüdâyî'nin Cüneyd Bağdâdî neslinden geldiği; hatta “seyyid" olduğu rivayet edilir. Nitekim o şiirlerinde: Ceddim u pîrim sultan Sensin ya Rasûlallah diyerek Hz. Peygamber'in, kendi ceddi bulunduğunu belirtir. Ayrıca Tecelliyât adlı eserinde manevi işaretlerle kendisinin vâris-i nebî olduğu ifadelerine yer verir. Ancak bu verâset, sulbî olabileceği gibi manevi de olabilir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.): “Ben size babanız makamındayım." buyurmakla manevi nesebin varlığına ve peygamberlerin ümmetlerinin manevi babaları olduğuna işaret etmektedir. Hüdâyî'nin sadık müridlerinden Kaptan-ı Deryâ Sadrazam Halil Paşa'nın vakfiyesinde Hüdâyî'den bahsedilirken kullanılan ifadeler, devrinden itibaren Hüdâyî'nin “seyyid” olarak anıldığını göstermektedir.
Velîlerin öldükten sonra da tasarruf sahibi olduklarına inanıldığından İslâm âleminin belli başlı şehirlerini koruyan velîlerin bulunduğu kabul edilir. Konya’da Mevlânâ, Ankara’da Hacı Bayram-ı Velî, Bursa’da Emîr Sultan, İstanbul’da Aziz Mahmud Hüdâyî, Kayseri’de Seyyid Burhâneddin Muhakkik-i Tirmizî bunlardandır.
velî mad.
Reklam
Zuhuru perde olmuştur zuhura Gözü olan delil ister mi nura Güneş zahir değil midir karındaş Ne var görmezse anı çeşm-i huffaş
Sayfa 34 - Edebiyat Fakültesi BasımeviKitabı okudu